Oslo’nun, ‘şehir merkezinde arabaları tamamen yasaklayan Avrupa’nın ilk şehri’ olma planı oldukça basit görünüyordu, ta ki tepkiler ortaya çıkıncaya kadar. Böylece yapılabilecek ikinci en iyi şey yapıldı: park etmek yasaklandı.
Ekim 2015’te ilerici bir siyasi ittifak, Oslo belediye meclisinde çoğunluğu elde edince, ilk önceliklerinden biri, kentte daha yeşil ve daha yaşanabilir bir çevre oldu. Norveç’in başkentinde, 2040 yılına kadar nüfusun yaklaşık % 30 oranında artması beklenirken, karbon ayak izinden duyulan endişe de beraberinde geliyordu.
Bu nedenle gün geçmeden uygulamalara başlandı. Kömür yatırımları satıldı, yenilenebilir bir bölgesel ısıtma sistemi oluşturuldu ve 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik önemli adımlar atıldı. Ancak en önemli sorun ulaşımdı. Şehirdeki CO2 emisyonlarının % 61’ini oluşturuyor ve bunun % 39’u da özel arabalardan geliyordu.
Dünyanın en yüksek elektrikli araç oranına sahip ve otobüslerinin üçte birini fosil yakıt alternatifleri ile çalıştıran bir şehirde daha ne yapılabilirdi ki?
Ortaya çıkan fikir; arabaları şehir merkezinden tamamen kaldırmak oldu. Plan gerçekleşirse, Oslo’nun kalıcı ve tamamen araçsız bölgeye sahip ilk büyük Avrupa kenti olacağı öngörülüyordu. Önerilen araçsız bölge, Oslo’nun üç otoyolunun en iç halkası olan 1.7 km’lik bir alana odaklanıyor ve bu alan, % 88.1’inin araba sahibi olmadığı yaklaşık 1.000 kişiye ev sahipliği yapıyordu. Bölgede oturanların yalnızca % 7’si ulaşımı otomobil ile sağlarken, % 64’ü toplu taşımayı, % 22’si yürümeyi , % 7’si ise bisiklete binmeyi tercih ediyordu. Bu nedenle benzinli, dizel, hibrid veya elektrikli fark etmeksizin araçların yasaklanması kolay gibi görünüyordu.
Koalisyon, Ekim 2015’te, kentin, araba trafiği olmaksızın daha keyifli ve daha erişilebilir olacağını deklare etti, ancak bu pek hoş karşılanmadı. Muhafazakar Parti politikacıların biri bunu “motorlulara karşı bir Belin Duvarı” olarak nitelendirdi.
Bunun yanı sıra, en büyük tepki kent ticaret birliği, Oslo Handelsstands Forening’den (OHF) geldi. Birlik, araçsız bölge planlarının bir “ölü kasaba” ve “daha fakir bir şehir” yaratacağından korktuklarını belirtirken birçok dükkanın, uzaktan gelen ve eğer karmaşık bir seyahat güzergahı ile karşılaşırsa gelmekten vazgeçebilecek insanlara bağımlı olduğunu söyledi. OHF iletişim sorumlusu Beathe Radby Schieldrop planı “Çok fazla ve çok erken” diye tanımlarken işletme sahiplerinin ve ziyaretçilerin yeni uygulamaya uyum sağlaması için zamana ihtiyaçları olduklarını belirtti.
Dolayısıyla, neredeyse bir yıl sonrasında Oslo Belediye Meclisi yeni bir uygulamaya geçileceğini duyurdu. Yeşil Parti politikacısı ve kentin çevre ve ulaşımdan sorumlu belediye başkan yardımcısı olan Lan Marie Nguyen Berg, esnafla konuştuktan sonra planda bazı değişiklikler yaptıklarını ve her şeyi (araçları) kaldırıp yerini alternatifleriyle doldurmaktansa, kademeli bir geçişin gerçekleşeceği bir modeli seçtiklerini söyledi.
Belediye meclisi, araçsız bir şehir merkezine sahip olmak yerine, artık “mümkün olduğu kadar en az sayıda aracın olduğu” bir şehir merkezi hedefliyor. Berg, “Hedef, arabalı insanlara sokakların sahipleriymiş yerine ziyaretçiymişler gibi hissedecekleri” bir merkez oluştururken “insanlara araba kullanmayı zorlaştıracağız” diyor.
Meclisin akıllı çözümü: Otomobilleri yasaklamak yerine park etmeyi yasaklamak. Oslo’nun dönüşümü üç aşamalı olarak gerçekleştirilecek. Birinci aşamada, en iç halkanın tüm sokaklarındaki park yerleri kaldırılacak. Merkez bölge ve çevresindeki otoparklar kalacak, ancak diğer birçok sokaktaki park yerleri alternatif kullanımlar için serbest bırakılacak.
2018 yılında gerçekleşecek olan ikinci aşamada, yaya ağı genişletilerek birçok sokak trafiğe kapatılacak. Kaldırılan otopark alanları yerine getirilen ortak kullanım alanları tanıtılacak ve yaklaşık 65 kilometrelik bisiklet şeritleri inşa edilecek.
Üçüncü aşama ve son yıl, geri dönüşlerin (tepkilerin) ölçüleceği aşama olacak. Berg, “Otoparkların kaldırılmasının ve şehir merkezinden araç ile geçmenin kısıtlanmasının yeterli olup olmayacağını göreceğiz” diyor. “Amacımıza ulaşmak için gerekiyorsa arabaları tamamen yasaklayacağız. Ancak, 2019 yılına kadar bunu daha nazik ve doğal girişimlerle yapabilir miyiz bakacağız.”
Kaynak: The Guardian