Bilindiği gibi, yakın bir gelecekte dünya nüfusunun çok daha büyük bir oranının kentlerde yaşayacağı ve buna bağlı olarak çeşitli sürdürülebilirlik sorunlarının derinleşeceği öngörülüyor. Bu kapsamda, iklim krizinin, su krizinin, gıda krizinin, durağanlaşan ekonominin, değişen demografinin, göçlerin, afetlerin, değişen kentsel hizmetlerin, derinleşen yoksulluğun ve sosyal sorunların giderek daha fazla gündemimize gireceği biliniyor. Küresel, bölgesel, ulusal ve yerel ölçeklerde bu ve benzeri gündemlere dair geliştirilen politikalar ise 2030 ve 2050 gibi orta/uzun vadeli planlarla ele alınıyor.
Kamu kurumları ve özellikle belediyeler ise bu sorunlara dair farklı eylem planları ile hazırlıklarını yaptı/yapıyor. Bu noktada çeşitli eylem planlarının, bir strateji belgesinin sunacağı çerçeve içinde yapılmasının bütüncül bir yaklaşım ve orta/uzun vadeli vizyon sağlayacağı fikri önem kazanıyor. Buradan hareketle; toplumsal eşitlikçi, kapsayıcı, demokratik katılımcı, yenilikçi, dirençli ve ekolojik ilkeler çerçevesinde kentimizin kriz dinamiklerini doğru tarif eden bir çalışmaya ihtiyaç duyularak, geçtiğimiz yıl Kadıköy 2030 çalışması hazırlıklarına başlanmıştı.
Bu bağlamda; Kadıköy Belediyesi’nin tüm birimleriyle alınan karar doğrultusunda;
- Veriye dayalı kentsel durum analizi yapmak,
- Mekânsallaştırılmış verileri çeşitli perspektiflerle bir arada değerlendirmek ve
- Kadıköy’ün kriz gündemi taşıyan gündemlerine dair önleyici politikalar geliştirmek
şeklindeki somut hedeflerle özetlenen Kadıköy 2030 çalışmasının ilk aşaması olan “veriye dayalı kentsel durum analizi yapmak” hedefi tamamlandı ve Kadıköy 2030 – Mevcut Durum Raporu adıyla çevrimiçi olarak erişime açıldı.
Raporu indirmek için: Kadıköy 2030 – Mevcut Durum Raporu
Neden 2030?
Arazi kullanımlarında yaşanan dönüşüm, planlama kararlarıyla ve şehircilik ilkeleriyle örtüşmeyen mega projeler yaşadığımız kentsel krizi derinleştirirken, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlere erişim de giderek zorlaşıyor. Kentsel hizmetler, artan nüfusun çeşitlenen ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, nüfus baskısı kentin ekolojik eşiklerini de hızla tahrip ediyor.
Sadece yukarıda saydığımız bu sorunların gündelik yaşamdaki karşılıkları her geçen gün artarken; bunlara karşı somut politikalarla harekete geçmeyi zorlayacak ve gelecek hakkında endişeleri giderecek bir yol haritası ihtiyacı da öne çıkıyor. Bu kapsamda, 2050 gibi uzun vadeli küresel hedefleri 2030 gibi orta vadeli ve zorlayıcı somut politikalarla destekleyecek olan Kadıköy 2030 gibi çalışmaların önem kazandığı düşünülüyor.
Tema: Dirençlilik
Kentlerimiz, sosyal, ekonomik, ekolojik ve mekânsal kırılganlıklarla; etkileri uzun dönemlere yayılan stresler ve ani olarak gelişen şoklarla sık sık yüzleşiyor. Sosyal, ekonomik, çevresel vb türlerde yaşanan bu streslerden ve şoklardan kurtulma kapasitelerine bağlı olarak ise kentlerin dirençliliğinden bahsediliyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (Habitat) dirençliliği, herhangi bir kentsel sistemin birden fazla şok ve strese dayanma, bunlardan hızla kurtulma ve kentsel hizmetlerin sürekliliğini sağlama becerisini olarak ifade ederken; 100 Resillient Cities ise kentsel dirençliliği, bir şehirdeki bireylerin, toplulukların, kurumların, işletmelerin ve sistemlerin ne tür kronik stresler ve akut şoklar yaşadıklarına bakılmaksızın hayatta kalma, uyum sağlama ve büyüme kapasitesi olarak tanımlıyor.
Dirençlilik kavramının uzun bir tarihçesi olmakla birlikte, günümüzde kapsamının giderek genişlediğini söyleyebiliriz. Öyle ki birbiriyle ilişkilendirilmeyen izole politikaların risklere yönelik alınacak tedbirlerin doğru şekilde biçimlendirilmesini engelleyeceğinden hareketle, günümüzde kentsel dirençlilik konusunda disiplinler arası ve bütünleşik bir yaklaşım benimseniyor.
Bu anlamıyla, Kadıköy 2030 çalışmasını; Kadıköy’ün yakın gelecekte kriz dinamiği taşıyan gündemlerine karşı geliştirilmek istenen bir dirençlilik belgesi olarak okumak da mümkün. Mekânsallaştırılmış verileri disiplinler arası bir yaklaşımla değerlendirmek isteyen çalışmanın ilk adımı olan Mevcut Durum Raporu da; demografi, sosyal yapı, ekonomik yapı, temel hizmetlere erişim, donatı alanları, yapı stoku, iklim, atık, ulaşım altyapısı ve afet gibi birçok alana odaklanarak, disiplinlerarası ve bütünleşik bir dirençlilik politikası üretilmesi için kapsamlı bir altlık sunuyor.
2030 Söyleşileri, Odak Grup Görüşmeleri ve Çalıştaylar
Çalışmanın önümüzdeki dönem hedefleri arasında ise “mekânsallaştırılmış verileri çeşitli perspektiflerle bir arada değerlendirmek” aşaması bulunuyor. Bu kapsamda çeşitli söyleşiler, odak grup görüşmeleri ve çalıştaylarla konunun uzmanları, akademisyenler ve yerel topluluklar bir araya getirilerek Kadıköy’ün 2030’a giderken karşılaşacağı zorluklar ve bu zorluklara karşı geliştirilecek dirençlilik politikaları oluşturulacak.