Barselona’nın hemen dışında yer alan 50.000 kişilik nüfusa sahip Mollet del Vallès, her zaman iyi beslenme ve toprağı koruma konusunda bir geleneğe sahipti, ancak üreticileri ve tüketicileri birbirine bağlayan kent genelinde bir gıda politikası hiç olmamıştı.
Birkaç yıl önce belediye, bir uluslararası ilişkiler departmanı kurdu ve böylece yaklaşık 2.600 km uzaktaki bir İsveç şehrinde neler olduğunu öğrenme fırsatı yakaladı. Stockholm’e yakın olan Södertälje kenti, devlet okullarında okuyan 24.000 öğrencinin tabağına her gün yerel, organik ve mevsimlik yiyecekleri koymanın bir yolunu bulmuştu. Bu girişim, yerel organik tarımı arttırmaya, kentteki okul kantinlerinin karbon ayak izini azaltmaya ve çocukların daha sağlıklı gıdalarla buluşmasına yardımcı olmuştu.
Bu, Mollet del Vallès Belediyesi’nin, Södertälje kentinin “yeşil diyet” yaklaşımını benimsemeye nasıl başladığının ve bir kentte başlayan yenilikçi kentsel politikaların günümüzde hızlı bir şekilde sınırları aşıp nasıl başka bir kenti değiştirdiğinin hikayesi. Ayrıca, küçük kentlerin bile, yaratıcı düşünüp fikirlerini paylaştıklarında nasıl büyük değişiklikler yapabileceklerinin de bir örneği.
Mollet del Vallès Belediyesi çalışanı Albert Garcia Macian, Avrupa Birliği programları aracılığıyla yenilikçi kamu hizmetleri ve ağ oluşturma fırsatlarını ararken Södertälje kenti ile karşılaştı. Garcia, çeşitli ağlar vasıtasıyla ortak sorunlara sürdürülebilir çözümler getirmeleri için Avrupa kentlerini bir araya getiren URBACT ‘i keşfetti. O sırada, “Yeşil Bir Gezegen İçin Beslenme Biçimi (Diet for a Green Planet)” adındaki ağa liderlik eden “iyi uygulama kenti” Södertälje, Mollet del Vallès gibi bir ortak arayışı içerisindeydi.
Garcia, Södertälje’deki programı yöneten insanlarla temas kurdu ve kısa bir süre sonra, Södertälje’nin yaptıklarını kendileri gidip görmeleri için bir meclis üyesi, belediye çalışanları, okul müdürleri, aşçılar ve yerel üreticilerden oluşan 14 kişilik bir heyetle buraya bir gezi düzenledi. Geri döndüklerinde ise İsveç programını bazı Akdeniz takviyeleri ile kente uyarlamak için çalışmaya başladılar.
Garcia, “İsveç’ten döndüğümüzde, taşıdığımız bavullar fikirlerle doluydu” diyor. “Ancak şüphelerimiz de vardı. Yemek kültürü ve okul kantinlerinin yerel olarak yönetilmesi açısından kentlerimiz çok farklıydı”.
Müttefikler Bulma
Södertälje, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliği azaltırken sürdürülebilir tarımı teşvik etmesi bakımından İsveç’te bir üne sahip. 95.000 nüfusa sahip olan kent, belediyeleri okul kantinlerinden sorumlu kılan bir İsveç yasasından yararlanmakta. Bu yetki, okullardaki, yaşlı bakım merkezlerindeki ve belediye binasındaki yemekhanelerin yanı sıra kent müzesindeki iki kafe ve bir pastaneyi de içeriyor. Belediye için çalışan aşçılar da dahil olmak üzere 250 kişiyi istihdam eden bir Beslenme Birimi’ne sahip olan Södertälje, yiyecekleri doğrudan üreticiden alıyor. Bu durum, belediyenin çocuklara yerel, mevsimlik ve organik gıda vermek adına, yeni modeller denemek için çiftçiler, okullar ve aşçılar ile birlikte çalışabileceği anlamına geliyor. Belediye, okullardaki et tüketimini, 2010’dan bu yana %30 oranında, yemek artıklarını ise %40’a kadar azaltmış durumda.
Bu gıda odaklı yaklaşımı daha önce duymamış olan Mollet’te ise, okul kantinlerinin işletilmesi ve gıda tedariki konusundaki tüm işler özel şirketlere yaptırılmaktaydı. Kent yönetiminin, yerel gıdanın teşvik edilmesi konusunda bir stratejisi vardı, ancak okul kantinleri çözümün bir parçası olarak düşünülmemişti. Garcia, “Beslenme biçiminin, belediye meclisi için bir kavram olarak nasıl var olabileceğini keşfetmek beni hayrete düşürdü.” diyor. “Bizim için, Södertälje’nin Beslenme Politikası ve Birimi UFO gibiydi!”.
Mollet’in en büyük avantajı ise, Barselona Metropoliten Alanı’nı kırsal alandan ayıran tampon bölgenin bir parçası olan Gallecs adındaki geniş bir arazinin, içinden geçmesiydi. Çevresindeki kentlerin oluşturduğu bir konsorsiyum, Katalan Hükümeti ile birlikte 734 hektarlık (7.34 km2) alanı, “tarımsal ekolojik (agro-ecological )” bir park olarak işletiyor. Organik tarımın teşvik edildiği, çevreyi korumaya değer verildiği parka, yılda 750.000 kişi ziyarete geliyor. Garcia, “%50’den fazlasının bizim olduğu bu muhteşem ekolojik parka, yemekten zevk alan bir kültüre ve yıl boyunca lezzetli ürünler üretmek için gerekli olan iklime sahibiz.” diyor.
Garcia’nın, Södertälje’den öğrendiği ilk şey, Mollet’in öğrenme sürecinin bir parçası olabilecek insanlar ve eyleme geçmesine ortak olacak müttefikler bulması gerektiğiydi. Böylece, hevesli öğretmenlerden, yerel çiftçilerden, aşçılardan, siyasetçilerden, okul müdürlerinden ve memurlardan oluşan yerel bir grup oluşturdu. Garcia, “Bu yerel grup, yerel aktörleri bir araya getirmek için mükemmel bir platformdu” diyor ve ekliyor “Aidiyet hissi, aynı neden için verilen ortak bir söz … Bu değişiklikleri sürdürülebilir kılan tek şey bu”.
Mollet’in yerel grubunun üyeleri İsveçli meslektaşlarından gerekli bilgileri öğrenmek için Södertälje’yi ziyarete gitti. Daha sonrasında, Södertälje’den insanlar Mollet’i ziyarete geldiler. Bu denkler arası alışveriş, yalnızca bilgi aktarımına yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda siyasi destek de sağladı. Mollet Belediye Başkanı Josep Monràs, üç günlük bir ziyaret için Södertälje’den gelen bir heyete ev sahipliği yaptıktan sonra, gıdayı kullanma potansiyelini, aynı anda pek çok çevresel, ekonomik ve sağlıkla ilgili hedefe ulaşmanın bir yolu olarak görmeye başladı. Gıda, aniden belediye başkanının favori konusu haline geldi.
Yeni Kriterler
İsveç’e ilk ziyaretinden hemen sonra Mollet, üç kreşin kantininde sunulan yiyeceklerin kalite kontrolünü gerçekleştirdi. Sonuçlar karışıktı: Çocuklar ve ebeveynler, yiyeceklerin kalitesi ve lezzetinden memnun görünüyordu, ancak denetim, çocukların tükettiği gıdaların çoğunun dondurulmuş, önceden hazırlanmış ve uzak yerlerden getirilmiş yiyecekler olduğunu ortaya koyuyordu. Şikayet olmaması ise sistemin değişmemesi için iyi bir argüman oluşturuyordu.
Ancak Mollet Belediye Meclisi, tarım sektöründeki yerel ekonomik büyümeyi ve daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eden Södertälje’nin sonuçlarından ilham aldı ve yakınlardaki çiftliklerden gelen yiyeceklerin, aileler için fiyat artışı olmadan, kantin tedarik zincirine girmesini sağlayacak yeni bir kamu ihale sistemi oluşturdu.
Belediye binasında yer alan elektronik bir tablo, artık Mollet’in okul kantinlerini işleten özel şirketlerin seçimindeki yeni kriterleri ortaya koyuyor. Kriterler, 2014 yılında Södertälje’nin ” Yeşil Bir Gezegen İçin Beslenme Biçimi ” ilkelerine ve Katalonya Ekolojik Okul Birliği’nden alınan tavsiyelere dayanarak hazırlandı. Yeni model doğrultusunda meclis, geçmişte olduğu gibi yalnızca fiyata bağlı olarak şirketleri seçmek yerine, kantinlerin işletilmesinde sabit bir fiyat belirledi ve ihaleyi kazanan şirketi kaliteye dayalı olarak seçmek ve takip etmek için puan sistemi kullanmaya başladı.
Organik olarak yetiştirilmiş, daha az et içeren, içerisinde daha fazla sebze ve tahılların bulunduğu, yerel olarak üretilen, mevsimlik, lezzetli ve sağlıklı yiyeceklerin sağlanması kriterler arasında yer alıyor. İhale sürecindeki her kriter şirketlerin ihaleyi kazanabileceği veya kaybedebileceği bir dizi faktörü içeriyor. Örneğin, “lezzetli ve sağlıklı gıda” kriteri doğrultusunda, satıcılar, haftada en az 10 farklı sebze kullanmaya ve önceden pişirilmiş veya kızartılmış yiyecekleri kullanmamaya dayalı olarak puan alıyor.
Belediye çalışanı Antonio Martínez, “Bu kriterleri karşılayabilecek iyi şirketler bulmak kolay olmadı.” diyor ve AB’nin kamu ihale düzenlemelerine uymak için bazı yasal tavsiyelerin de gerekli olduğunu belirtiyor. Martinez, “Birkaç ayarlama yaptık. Doğrudan kontrolümüz dışında olan özel okulların yanı sıra, artık başka kentler de ilgi gösteriyorlar. ” diye ekliyor.
Bu ayarlamalardan bazıları masraflarla ilgiliydi. Küçük üreticilerin organik taze ürünleri, endüstriyel olarak üretilen, yeniden ısıtılabilir yiyeceklerden daha pahalıydı. Fiyatların aileler için düşük tutulması amacıyla, meclis, aşçıların çalışma saatlerini azaltarak ve yiyecek tedarikçilerini kar marjlarını düşürmeye teşvik ederek maliyetleri azalttı.
Mollet’te bugün, üç kreş ve iki engelli merkezinde yer alan çocuklar, mercimek, nohut, domates, marul, fasulye, havuç ve diğer sebzelerle hazırlanmış sağlıklı öğle yemeklerini yiyor. Yiyeceklerin çoğu Gallec’ten geliyor, et ve balık dahil olmak üzere diğer taze yiyecekler ise, bölgedeki gıdaları daha geniş bir alandan temin eden bir dernekle yapılan anlaşma yoluyla sağlanıyor.
Mollet’in kantinlerinde sunulan yiyeceklerin yüzde 80’den fazlası, artık organik, tamamen yerel ve mevsimlik gıdalardan oluşuyor. Tüm sebzeler, tarladan tabağa gelene kadar en fazla 30 km yol katediyor. Hatta ekmek, taş değirmende öğütülmüş kavuzlu buğdaydan yerel olarak elde edilen unla pişiriliyor. Çiftçiler, kantinlerin ihtiyaç duyduğu miktardan daha fazla sebze ürettiklerinde, sebzeleri soslara dönüştürüp ekolojik parkın paylaşımlı mutfağındaki makineyi kullanarak konserveliyor.
Tüm bunlar, daha çok iş ve ekonomik kalkınma anlamına geliyor. Gallecs’te bugün yaklaşık 20 yerel üretici var ve sayıları git gide artıyor. Gallecs’teki okul kantinlerine hizmet vermek için kullanılan arazinin boyutu 2 hektardan 7’ye çıkmış durumda. Yerel üreticiler, artık bölgedeki diğer kentlerde yer alan 14 okul kantinine de gıda tedariki sağlıyor.
Gallecs’ten sorumlu konsorsiyumu yöneten Gemma Safont, burada, ailesinin çiftliğinde büyüdü. Mollet’teki gibi politikaların gerçek bir ekonomik etki oluşturduğunu fark eden Safont, “Gençleri kırsal alanlara tekrar çekiyoruz” diyor.
Düzenlemeler Yapma
Mollet, çocuklara daha iyi gıda sunma çabasında bazı sorunlarla da karşılaşmış durumda. Bunlardan en büyüğünü, etin faydası konusundaki kültürel anlaşmazlıklar oluşturuyor. Bazı ebeveynler, çocuklarının yemeklerinde, proteinli sebzelerin bazen etin yerini almasından dolayı mutsuzlar. Garcia ve arkadaşlarının “büyük burger krizi” olarak adlandırdığı hatalardan biri, çocuklara bir burgerin yarısının verilmesi oldu. İnsanlar, çocuklarının besinleri üstünden maliyeti düşürmeye çalışan yöneticiler tarafından dolandırıldıklarını düşünmeye başladı.
Özel ihtiyaçları olan her yaştan 157 çocuğun okuduğu Can Villa’da, aşçılar, alerjiler ve diğer beslenme gereksinimleri konusunda özellikle dikkat etmek zorundaydı. Bazı çocuklar mide sondasıyla besleniyordu. Özellikle otistik çocuklar, tam tahıllı makarna,ekmek ve etsiz yemeklerle ilgili düzenlemelerden huzursuz oldu. Ete benzeyen mercimek yemekleri yapıldığında sorunlar hafifledi. Müdür Montse Tarrés, yeni “yeşil diyet” menülerine geçmenin ebeveynlerin yakın desteği olmadan ilerleyemeyeceğini söylüyor.
Okulunda uzun zamandır sağlıklı beslenmeyi vurgulayan bir müdür olan Mireia Oliva, Södertälje’yi ziyaret eden heyetin bir parçasıydı ve Mollet Belediye Meclisi’ne bu yeni politikayı geliştirmesinde yardımcı oldu. Okulunun sağlıklı ve yerel gıdalara bağlılığını pekiştirmek için çaba harcayan Olivia, Södertälje ile yapılan alışverişin çocuklar üzerinde olumlu etkileri olan yararlı bir deneyim olup olmadığı sorulsa, cevabının “molt, molt, molt ( çok, çok, çok)” olacağını söylüyor.
Mollet’in Södertälje’deki başlıca ortağı kentin kamusal yemeklerinden sorumlu Sara Jervfors’tu. Jervfors, özellikle Mollet’in rahat, olumlu yaklaşımından, yıl boyunca lezzetli Akdeniz yemekleriyle beslenme potansiyelinden ve yemek yemek ve paylaşmaktan keyif alan güçlü yerel kültüründen etkilendiğini belirtiyor . “Mollet, çiftçilerle yaptığı işbirliğinde gerçekten ilerlemiş durumda ve okulları yerel üreticilerle bağlantılı hale getirmek için oldukça iyi fikirlere sahip.” diye ekliyor.
Aslında, iyi uygulamaları öğrenme konusundaki fikir alışverişi şu an başka alanlarda da devam ediyor. Gallec’teki bölgesel tarım parkının paylaşımlı yönetim modelinden çok etkilenen Södertälje, bu fikri İspanyol ortağından ithal etmek için kolları sıvamış durumda. Her iki kent, şimdi de sürdürülebilir yerel gıda tedarik zincirlerinin ekonomik potansiyelini arttırmaya yönelik daha fazla şey yapmak amacıyla, Agri-Urban adında başka bir URBACT ağının parçası oldu.
Mollet, 2015 yılında beslenme politikasını uyguladıktan sonra, epey ilerleme kaydetmiş durumda. Garcia’nın yerel müttefikler grubu bir “gıda politikası grubu” haline geldi. Artık gıda ile ilgili belediye eylemlerini tartışmak için düzenli olarak toplanıyor ve kentin Gallecs’i mevsimlik, organik ürünlerin önemli bir yerel tedarikçi haline getirme stratejisine devam ediyorlar.
Ayrıca belediyenin, eski bir çiftliğin bir e-ticaret depolama ve dağıtım merkezine dönüştürülmesi için bir projesi bulunuyor. Yerel ve bölgesel yetkililerden gelen yatırımları güvence altına alan fikir, yerel gıda işletmelerini arttıracak. Merkez, engelliler için olan okulun yanında yer alacak ve buradaki bazı işler okulun mezunlarına uygun olacak.
Mollet’in, gıda ve sağlık sektörlerini birbirine bağlama planları da mevcut. Mollet Hastanesi ile birlikte çalışan belediye, sağlıksız beslenme ve obezite ile ilişkili hastalıklarla savaşmak ve kent sakinlerini daha az şeker, tuz ve et, daha fazla sebze ve işlenmemiş gıda tüketmeye teşvik etmek için yollar arıyor.
Kaynak: Citiscope