Amsterdam’ın kamusal alanlarından birinde park halinde küçük bir treyler, yaratıcısı olan Manon van Hoeckel’in adlandırmasıyla “Arafta Kalmışların Elçiliği” (In Limbo Embassy) olarak tanımlanan bir enstalasyon.
Bir sanat okulunda öğrenci olan Manon van Hoeckel, bu mekanı göçmenler ve Hollandalıların ortak kullanımı için tasarlamış. Van Hoeckel’e göre, kağıtsızlar için bir kapı olan bu elçiliğin amacı toplumlar arasında iletişimi güçlendirmek. Göçmen krizi nedeniyle kafası karışık Hollandalı yurttaşlar, normalde yalnızca gazetelerde gördükleri insanlarla burada kişisel olarak iletişime geçme fırsatı yakalıyor. Bu sayede göçmenler de memleket edinmek istedikleri ülke hakkında yurttaşlara soru sorabiliyor. Mekanda bu şekilde gönüllü elçilik yapan kişiler hakkında van Hoeckel şöyle diyor: “Bunlar, başkalarının hayatıyla ilgilenen insanlar. Kendi memleketlerinde ne yaptıklarını ve burada ne yapmak istediklerini soruyorlar ve en çok bu konuda konuşuyorlar”.
Projenin web sitesinde “In Limbo Embassy”, “araftaki insanların, yani Hollanda’da kalamayan ve ülkelerine de geri dönemeyen insanların yeri olarak tarif ediliyor. Bahsedilen insanların arafta olmasının nedeni, seyahat belgelerinin olmaması veya geldikleri ülkedeki güvenlik sıkıntıları. Sonuç olarak bu insanlar kendi elçilikleri veya medya tarafından temsil edilmiş gibi hissetmeyen insanlar.
Amsterdam’daki “alternatif elçilik” mekanında sosyal çalışmacılar, araştırmacılar veya bu konuda yazıp çizen insanlar gönüllü olup projeye katkı sunabiliyor. Diğer yandan görsel ve sloganlarla projeye özel, mülteci sorununa dikkat çekmek üzere bir iletişim kampanyası da yürütülüyor.
Van Hoeckel, treyler için web üzerinden 11.000 avroluk bir fon toplamış ve daha önce göçmenlerle ilgili çalışmalar yürüten aktivist grup “Wij Zijn Hier” üyeleriyle birlikte projeyi ve mekanı kurgulamış.
In Limbo Embassy, açılmasından sonraki ilk hafta boyunca genellikle genç ve eğitimli olan ve elçilerin hikayelerini dinlemeye açık bir nüfusun gelip geçtiği bir meydanda durmuş. Şimdiyse van Hoeckel bu elçiliği başka kentlere taşımayı ve buralarda “farklı görüşleri de dinlemeyi” amaçlıyor. Önümüzdeki dönemde, bu genç kadın sanatçı, projesini başarılı ve sürekli kılabilmek adına Hollanda’da beraber çalışabileceği, mültecilerle bağlantısı olan ve bu alternatif elçiliği sahiplenebilecek bir kuruluş bulmaya çalışacak.
Kaynak: CitiScope