İster süpermarkette un kıtlığı olsun, isterse gıda bankalarına ve yemek dağıtım organizasyonlarına artan bir bağımlılık olsun, COVID-19 kentlerde gıdayla ilgili sorunları açığa çıkardı.
Pandeminin bitişinin kendini gösterdiği bu günlerde, kent yönetimleri, Kovid sonrası dünyada gıda politikalarına ve sürdürülebilir gıda sistemlerinin geleceğine ciddiyetle odaklanırken birlikte hareket etmenin önemini de vurguluyorlar.
Bunun için İtalyan Mutfağı Haftası’na denk gelen 26 Kasım’da, Paris’teki İtalyan büyükelçiliği, salgının etkisini ve ileriye dönük stratejileri tartışmak için dört FOOD TRAILS pilot kentini (Milano, Bergamo, Bordo ve Grenoble) buluşturdu.
Krizle başa çıkmak
Gıda politikasında uzun süredir lider olan Milano, kentin yenilikçilik kapasitesinin altını çizdi. Milano Gıda Politikası Ofisinden Chiara Pirovano, iki öncelikli alanı açıkladı: gıda atıkları ve sürdürülebilirlik. Yemek şirketi Milano Ristorazione ile çalışan kent yönetimi, okul kantinlerinde israfı azaltmak amacıyla meyveleri öğlen yerine sabahları dağıttı. Öğrencilerin sabah molasında meyveyi yemeye daha yatkın oldukları görüldü.
Pirovano, pandeminin başlamasıyla kentin gıda politikasının aciliyet kazandığını “Hızla bir gıda krizi haline geldi” diye açıkladı. Bu nedenle gıda yardım sistemini genişletmek için 10 merkez oluşturarak 15 haftada 1,6 milyon öğün dağıtmayı başardı.
Lorenzo Kihlgren Grandi’nin belirttiği gibi, Milano’nun gıda politikasında net olan şey, yukarıdan aşağıya bir değişim yaratmak için tüm toplumu dahil etmesiydi.
Projedeki diğer İtalyan kenti de Bergamo idi. Bergamo, yerel mutfağı ön planda tutarak içerik açısından zengin Lombardiya bölgesindeki konumundan yararlanmayı hedefledi. Bu sayede, bölgeyi tanıtmak ve gıda eğitimine odaklanmak için bir gıda konseyi oluşturuldu ve kent şu anda bu alanda dünyanın ilk üç şehri arasında.
Ancak bu yılın Mart ayından bu yana, Bergamo başka bir şeyle tanındı. Bergamo kabine başkanı Christophe Sanchez, “Koronavirüsün ilk dalgasının yüzüydük,” diyor. Bu nedenle de kriz sırasında kent çapında dağıtılan 40.000 gıda paketini, diğer İtalyan şehirlerinden gelen dayanışmaya dayandırdı. Restoran sektörü zarar gördü, ancak Bergamo yerel restoranlar için bir paket servis platformu oluşturdu.
Gıda dağıtımı “refleksleri”
Bordo kenti ise kendi gıda konseyini kurdu. Gıda yönetimi sorumlusu Morgane Scouarnec’in açıkladığı gibi, Bordo % 50 doğal ve tarımsal alanlardan oluşuyor. Bu gıda zincirinin her bölümünden tarafların katılımının çok önemli olduğunu gösteriyor. Konsey, Belediye için gıda seçimi, gıda israfıyla mücadele, Bordo’nun yerel çiftçilik kapasitesinin iyileştirilmesi ve gıda zincirlerinin kısaltılması ve güçlendirilmesi ile ilgili dört öncelikli eylemi inceleyecek.
Koronavirüs krizi sırasında tüm bu konular daha çok önemsendi. Scouarnec ikinci bir kapanmada, Bordo’nun gıda sorunlarını çözmeye hazır olduğunu “Refleksler zaten orada.” diyerek ifade etti. Bu arada, pandemiden orantısız bir şekilde etkilenmiş olabilecek savunmasız topluluklara gıda dağıtımı konusuna yeniden odaklanıldı. Böylece kriz, kentin zayıf yönlerini fark etmesini ve gelecekteki şoklara karşı dayanıklılığını inşa etmesini sağladı.
Fransa’nın diğer tarafında, Grenoble-Alpler ise benzersiz gıda politikaları gerektiren farklı bir coğrafi konuma sahip. Sağlık, strateji ve gıda güvenliğinden sorumlu Başkan Yardımcısı Salima Djidel, “Grenoble’ın sadece üç günlük gıda bağımsızlığı var” dedi. Grenoble, Bölgeler Arası Gıda Projesi’nin bir parçası olarak ihtiyaçlarını, kapasitesini ve sosyo-ekonomik özelliklerini belirlemek için bir stok tutma çalışması gerçekleştirdi.
Grenoble’un gıda sisteminin kırılganlığı halk sağlığı krizi sırasında ortaya çıktı. Ancak hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçilerek yerel çiftçilere ürünlerini satmaya devam etme fırsatı verilmesini sağlandı; böylelikle sıkı sağlık önlemleriyle yerel pazarları çok hızlı bir şekilde yeniden kurdular. Hatta, pazar yerlerinde kalabalık kontrolünü sağlamak için trafik polisi yeniden atandı.
Güvencesiz durumlarda olanlar için, okul yemekleri bir cankurtaran görevi gördü. Bu bazı ailelerde çocuklar için önemli bir öğün oldu. Okulların kapatılmasıyla sonlandırılan bu uygulama, aile yardımlarına eklenen yiyecek kuponları ile sürdürüldü.
Toplantıya katılan konuşmacılar, kent yönetimlerinin birbirleriyle sürekli ve kesintisiz bir deneyim paylaşımının önemi konusunda hem fikir oldular.
11 pilot proje ve paylaşımlı öğrenim ile FOOD TRAILS projesi gıda sisteminin dönüşümü için katalizör olmayı umuyor.