Dışarıdan bakıldığında, Avrupalıları zengin, yüksek eğitimli ve yetenekli olarak tanımlamak kolay. Ama içeriden bakınca, bu pek de öyle değil. Ne yazık ki her kentte, her bölgede ve ülkede, iyi bir yaşamı garantilemek için gereken nitelikli bir eğitime ve doğru beceriler erişim; adil ücret ve sosyal güvenlik sağlayan iyi bir işe girmek, nerede doğduğunuza ve ailenize bağlı.
Bu gerçek Covid-19 salgını boyunca, yeni insan grupları yoksulluk ve sosyal dışlanma riskine girdikçe daha fazla öne çıktı. Nitekim yakın tarihli bir Eurobarometer’a göre, yoksulluk ve sosyal dışlanma meselesi kamuoyunun gündeminin en üst sıralarına yükseldi.
Avrupa Komisyonu da buna kayıtsız kalmayarak 2030’a kadar ulaşılacak üç ana hedefle AB’nin önümüzdeki on yıl için sosyal gündeminin belirleyen Avrupa Sosyal Haklar Sütunu eylem planını açıkladı. Buna göre
– 20-64 yaşları arasındaki insanların en az % 78’i istihdamda olmalı
– Tüm yetişkinlerin en az % 60’ı her yıl eğitime katılmalı
– Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaki insanların sayısı en az 15 milyon azaltılmalı
Eylem planı, AB üye ülkelerini, Avrupa Sosyal Haklar Sütunu ile uyumlu reformları ve yatırımları desteklemek için fonlarından yararlanmaya çağırıyor.
Kaynak: Eurocities