2016 yılının temmuz ayında açılışı yapılan Osmangazi Köprüsü’yle ilgili tartışmalar bitmiyor. Geçtiğimiz hafta köprü geçiş ücretinin 65 TL’ye düşeceğinin müjdelenmesiyle birlikte Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan köprünün kamu maliyesi açısından yarattığı zarar tekrar gündeme gelmiş oldu. Söz konusu indirimin köprüye yeterince talep olmamasının ve hazineye yarattığı yükün tescillenmesi anlamına geldiği birçok uzman tarafından ifade edildi.
Hatırlanacağı gibi, Osmangazi Köprüsü’nün de içinde olduğu İstanbul-İzmir Otoyolu Projesi, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldı. 4 etaptan oluşan otoyol projesinin her bir etabı için işletme hakkı 16 yıllık hasılat garantisiyle 22 yıllığına inşaatı yapan firmaya verildi. Etaplardan ilkini oluşturan ve Osmangazi Köprüsü’nü de kapsayan Gebze-Orhangazi arası kısım için günlük 40 bin, Orhangazi-Bursa arasını kapsayan ikinci etap için günlük 35 bin, Bursa-Balıkesir arasını kapsayan üçüncü etap için günlük 17 bin ve Balıkesir-İzmir arasını kapsayan dördüncü etap için ise günlük 23 bin araçlık geçiş garantisi verildi. Bu geçiş miktarlarının altındaki kullanımlarda aradaki fark 16 yıl boyunca hazineden firmaya aktarılacak.
Geçtiğimiz hafta köprü geçiş ücretinde yapılan indirime dair Cumhuriyet Gazetesi’nden Çiğdem Toker 1 Ocak 2017 tarihli “Kandırmayın Bizi Sayın Bakan” başlıklı yazısında bazı noktaların altını çizdi. Çiğdem Toker’in yazısının konuyla ilgili kısmı şöyle:
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, yeni yıl müjdesini (!) vermiş:
“Osmangazi Köprüsü geçiş ücretinde yüzde 20 indirim yapacağız”
Öyle bir açıklama ki; bilmeyeni kandırıyor, bileni yok sayıyor.
Hem kandırıp hem yok saydığı için de sahte bir tevazu içinde “kibir” barındırıyor.
Sayın Bakan; bizi ne kandırabilir, ne de yok sayabilirsiniz?
Ne Ulaştırma Bakanlığı bir dükkân, ne de siz indirimle cebimize para koyuyorsunuz.
Ama mademki bu “indirim” farkını, hükümetinizin yapacağı başka zamlarla tahsil edip şirkete aktaracağınızı saklıyorsunuz.
O zaman biz de gerçekleri -kim bilir kaçıncı kez- tane tane anlatalım:
İndirim Masalı
65 TL’ye ineceği söylenen o geçişin gerçek tarifesi, bugünkü kurla 145 TL’dir.
Osmangazi Köprüsü, “devletin yeterli kaynağı yok” diye, Yap-İşlet-Devret modeliyle beş şirkete yaptırıldı.
Nurol-Özaltın-Makyol-Astaldi-Yüksel-Göçay şirketleri Otoyol A.Ş.’yi kurdu.
Bakan Arslan’a bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü ile köprüyü işletip para kazanan Otoyol A.Ş, vaktiyle aralarında bir sözleşme imzaladı.
Yüce ve adil devletimiz, otomobil başına “35 dolar + KDV” tarifesi üzerinden, beş şirkete günde 40 bin araç için garanti verdi.
Bu tarifenin TL karşılığı, köprünün hizmete açıldığı Temmuz 2016’da, 121 TL’ydi.
İlk göz boyama o tarihte yapıldı. “Yüzde 25 indirimle açıyoruz” denerek geçiş ücreti 90 TL olarak belirlendi.
Aradaki 30 TL’yi, Hazine’nin şirkete zaten ödemek zorunda olduğu bilgisi saklandı.
“35 dolar +KDV” ve 40 bin araç garantisi sözleşmede yazdığı müddetçe, Bakan Arslan isterse “Geçişi 1 TL’ye düşürdük” desin Otoyol A.Ş.’nin keyfine bir halel gelmeyecekti. Bu saklandı işte.
Daha açılırken olması gereken tarifenin 30 TL altında geçiş ücreti belirlenen Osmangazi Köprüsü’nde şimdi bir “indirim” daha yapılacak.
Sözleşmeye göre 145 TL ödemesi gereken otomobiller 65 TL ödeyecek.
Araç başına 80 TL fark da bize değil, Otoyol A.Ş’ye ödenecek.
Ve hiçbir bakan bunu kendi cebinden ödemeyecek.
Dolayısıyla Sayın Bakan, Otoyol A.Ş’ye attığınız imza gereği aktarmak zorunda olduğunuz farkı, halka indirim diye anlatma hakkınız yok.
Bunu yaparken makbul ve uysal “gazetecilerin”, bu saçmalığı “müjde” olarak vereceğine güveniyor olabilirsiniz.
Ama biz son ana kadar gerçekleri yazacağız.