You are here
Home > Blog

Kadın Dostu Kent Tasarımı Neden Önemlidir?

Kentlerin kadınlar için daha az tehlikeli ve daha yaşanabilir kılınması, kentlerin aynı zamanda diğer herkes için daha yaşanabilir hale gelmesi demek.

Kate Abbey-Lambertz, The Huffington Post

Kent Alanlarında Kadınları Engelleyen Görünmez Bariyerler

Kentlerde kadın dostu çözümlere duyulan ihtiyaç, bu çözümlerin kentsel planlama aşamalarında dikkate alınmamış olduğu gerçeği göz önüne alındığı noktada daha fazla görünür hale geliyor. Yapılaşmış alanlar olarak adlandırılan yerler dahilinde, kamusal alan, konut ve ulaşım tasarımı ve planlamasının erişilebilir nitelikte olmaması, kadınlar için dışlayıcı ve güvensiz bir ortam teşkil edebiliyor.

Amerikan Planlamacılık Derneği ve Cornell Üniversitesi’nin Kadın Plancılar Forumu’nun araştırmasına göre, kadınların kentleri kullanma biçimi pek çok bakımdan erkeklerinkinden farklı. Kadınların yoksulluk oranı daha yüksek, aynı zamanda konut ihtiyaçları daha farklı. Rapordan alıntıyla, kadınlar günümüzde halen “ev işlerinin ve çocuk bakımının büyük bölümünden sorumlu tutuluyor” ve “çalışma ve aile içi sorumluluklarının bileşimiyle alakalı olarak (kent içinde) seyahat etme biçimleri de farklılık gösteriyor.”

600’ün üzerinde plancıyla 2014 yılında yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, kentlerin planları, ezici bir oranla, kadınların ihtiyaçlarına cevap veren bir nitelik taşımıyor. Kağıt üzerindeki planlara kadınların durumu yansımıyor ve yereldeki müteahhitler de kadınların sorunlarına karşı kayıtsızlık içinde.

Kadınların karşı karşıya kaldığı zorluklardan bazıları, örneğin pusetle birlikte bakımsız kaldırımlarda yürümek veya merdiven inmek zorunda kalmak, alt değiştirme ünitesi veya çöp kovaları bulunmayan tuvaletleri kullanmak zorunda kalmak gibi sorunlar, ilk anda basit sorunlarmış gibi görünebilir. Ancak, otobüs duraklarının yetersiz aydınlatılması ve ıssız olması gibi kadınları güvensiz hissettiren bazı sorunlar kadınların tercihlerini ve yaşamlarını etkiliyor.

Yerel Yönetimler Kadınları Kamusal Alana Çekmek için Neler Yapabilir?

Yine de, yukarıda sayılan zorluklara dair genel farkındalık giderek artıyor. Örneğin, bu konuda dönüştürücü nitelikteki değişimlerden bazıları Viyana’da uygulanıyor. Viyana kent yönetimi, parkları, sokakları ve konut alanlarını uzunca bir süredir kadınların ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlıyor.

Cornell Üniversitesi Şehir Plancılığı Bölümü’nden Mildred Warner, şöyle diyor: “Birleşik Devletlerde toplumsal cinsiyete duyarlı planlamaya dair elimizde iyi örnekler bulunmuyor. Sorun biraz da bundan kaynaklı. İzlenen politikalar toplumsal cinsiyeti görmüyor.”

"Kadınların katkısını ve liderliğini yok sayan hiçbir kent yönetimi gerçek başarıyı yakalayamaz." - Wendy Lewis Jackson
“Kadınların katkısını ve liderliğini yok sayan hiçbir kent yönetimi gerçek başarıyı yakalayamaz.” – Wendy Lewis Jackson

Değişimi teşvik edebilecek en önemli alanlardan biri toplu taşıma. ABD kentlerinden bazıları toplu taşımada cinsel taciz konusunun ciddiyetinin farkına vararak kamusal kampanyalar ve tacize uğrayanlar için şikayet prosedürünün kolaylaştırılması gibi yöntemler kullanarak bununla mücadele etme yoluna gidiyor.

Ancak bu konuda daha fazla şey yapılabilir. Örneğin, Toronto’da bir kuruluş “güvenlik denetimleri” adlı bir program geliştirdi. Dünyanın birçok kentinde benzerleri uygulanan bu araç, kadınların güvensiz hissettikleri bölgeleri yetkililere bildirmelerine olanak sağlıyor.

Kadınların ihtiyaçlarının gözetilmesi, erkeklere veya diğer toplumsal gruplara zarar veren bir şey de değil. Aksine, kentler bu sayede tüm yurttaşların ihtiyaçlarına cevap vermiş oluyor. Ulaşımın planlanması konusunda kadınlar belirleyici hedef kitle kabul edilmeli, çünkü kadınlar için güvenliyse ve kadınlar binebiliyorsa, mutlaka daha fazla insan binebiliyor olacaktır.

Kentin Politikasını Kim Belirliyor?

Constructive Feminism: Women’s Spaces and Women’s Rights in the American City (“Yapıcı Feminizm: Amerika Kentlerinde Kadın Mekanları ve Kadın Hakları”) adlı kitabın yazarı Daphne Spain’e göre, kadınlar kentlerin geleceğini belirleyen etkin kurum ve kuruluşların başında veya onlara etki edebilecek konumda değil. Yine de kadınlar, kendilerini ve ailelerini etkileyen, kiracı hakları ve çevrenin korunması gibi konulara dikkat çeken taban örgütlenmelerinin içinde sıklıkla yer alıyor. Ancak Spain’in aktardığına göre, kadınların buralarda da liderlik konumunu elde etmeleri kolay olmuyor.

Nüfusu 30 bini aşan ABD kentlerinin beşte birinden azı kadın belediye başkanına sahip. Büyük kentlerde kadınlar kent konseyi üyelerinin yüzde otuzunu oluşturuyor, ki bu oran 2010’da yüzde 33’tü. Kadınlar, planlama, mimarlık ve emlak geliştirme gibi alanlarda özellikle üs mevkilerde çok az temsil bulabiliyor.

Kadınlar İpleri Ele Aldığında Neler Oluyor?

Amerikan Planlamacılık Derneği’nin araştırmasının bulgularına göre, erkeklerle kıyaslandığında planlama toplantılarında kadınlar daha az söz alabiliyor ve planlama süreçlerine de daha az katılabiliyor. Ancak süreçlere dahil olduklarında ve lider konumundaki kadınlarla güçbirliği yaptıklarında, kadınlar yerel yönetimleri çok güçlü biçimlerde ileri taşıyabiliyor.

Örneklerden biri şöyle: Stop Street Harassment (Sokak Taciziyle Mücadele) girişimi kurucusu Holly Kearl, birkaç yıl önce Washington Metropoliten Bölgesi Ulaşım Şefliğine mesajlarını ulaştırmada yaşadıkları zorlukları aktarırken şöyle konuşuyor: “bir kişiye göre taciz olan bir hareket diğer kişiye göre flört etme biçimi ve bizim sistemimiz bünyesinde bu mesele edilebilecek bir şey değil, şeklinde cevaplar alıyorduk.”

Buna rağmen, Kearl’ün bahsettiği dönemde konsey üyesi olan, bugünkü Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser, Kearl’ün başını çektiği taciz karşıtı örgütün kent konseyi toplantısında konuşmasını sağlamıştı. Söz konusu girişim bugün ulaşım şefliğiyle birlikte çalışıyor ve şefliğe taciz karşıtı kampanyaları yürütme ve toplu taşıma kullanıcılarıyla yapılan anketler konusunda destek oluyor.

Kaynak: The Huffington Post

Top