Pek çoğumuz günlük hayatta karşımıza çıkan dışsal uyaranlar yüzünden mental veya duygusal anlamda yoruluyoruz. Bunu değiştirebilmek için yapabileceğimiz bazı şeylerden birisi ise dikkatimizi yeniden toplayabileceğimiz alanlarda vakit geçirmek. Dikkat restorasyonu, tüketilen psikolojik kaynakların eski seviyelerine geri dönmesi anlamına geliyor.
Şu ana kadar dikkat restorasyon üzerine yapılan çalışmalar özellikle doğayla iç içe olduğumuz dış mekanların olumlu etkisine odaklandı. Peki, kentsel alanlarda restorasyon mümkün mü?
Farklı ülkelerden katılımcılarla yapılan çalışmada örneklemin üçte biri kapalı alanlarda dikkatlerini daha fazla restore edebildikleri bulundu. Aynı zamanda, açık alanları tercih eden insanlara kıyasla daha kentsel bir benlikleri olduğu görüldü. Dolayısıyla, restorasyon sadece doğanın içinde olduğumuz dış mekanlarla sınırlı değil. Özellikle kent hayatını benimseyen insanlar için açık mekanlar da birer restorasyon kaynağı.
Birçok seçenek arasından en çok sevilen iç mekan olarak ev bulunurken, katılımcıların çoğunluğu çeşitli sosyalleşmeye yönelik mekanları (örn., restoran, kütüphane) seçti. Dış mekanlar arasından en çok sırasıyla park, kent ormanları ve su kenarları gibi doğal mekanlar tercih edildi.
İç ve dış mekanlarda restorasyonu sağlayan en büyük etkenlerin mekana olan duygusal bağlanma ve aidiyet olduğu gözlemlendi. Diğer yandan, bu çalışmada mekanın sahip olduğu fiziksel değişkenler (örn., manzara, yeşillik, mavilik) restorasyonla ilişkili çıkmadı. Bu sebeple, dikkat restorasyonu açısından gerek kapalı gerek açık alanlarda kurduğumuz kişisel bağlar alanların nesnel değerlerine kıyasla daha önemli. Dolaylı olarak bu çalışma bize toplumsal hafızada yer edinmiş, kentsel ya da doğal, iç ve dış mekanların sağlayabilecekleri mental faydayı gösteriyor.
Kaynak: Journal of Environmental Psychology