Fosil yakıt kullanımı ve karbondioksit salımı iklim değişiklikleri üzerindeki en büyük etken. Buna karşın karbondioksit salımının engellenmesi üzerine pek nadir iyi haberler alıyoruz.
Geçtiğimiz sene iki büyük en büyük karbondioksit emitörü Çin ve ABD’nin CO2 salımını azaltmak için imzaladıkları anlaşma, belki de şimdiye kadar duyduğumuz bu konudaki en büyük haber; fakat bu ülkeler yüzde ikinin, yüzde beşin hesabını yaparken dünya üzerinde bazı şehirler var ki çok kısa sürede temiz enerjinin tüm imkânlarını kullanmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Aspen, Colorado
6 bin 600 kişinin yaşadığı Aspen, Colorado eyaletindeki turistik bir şehir. 2015 yılında yüzde yüz yenilenebilir enerjiye ulaşmayı planlayan Aspen, hedefinden çok da uzak sayılmaz. Geçtiğimiz sene yüzde 86’ya kadar çıkartabildikleri yenilenebilir enerjiyi büyük oranda su ve aynı zamanda rüzgardan üretiyor. Aspen’in bu çabası 2050’de yüzde 80 sera etkili gazların salımında kesintiyi amaçlayan daha geniş çaplı bir sürecin aslında lokal ayağı.
Kopenhag, Danimarka
Danimarka’nın başkenti Kopenhag dünyanın ilk “karbonsuz” şehri olmak için kendisine 2025 tarihli bir hedef belirledi. Halihazırda elektrik enerjisinin büyük bir çoğunluğunu rüzgâr yoluyla elde eden şehir, karbonsuz ulaşım üzerine çalışıyor. Bu çalışmalar içerisinde yürümeye teşvik, bisiklet kullanımı arttırmak amaçlı yapılan bisiklet yolları ve elektrik kullanan araçlar için ücretsiz park yeri ve enerji istasyonları bulunuyor.
Bonaire, Karayipler
Bir ada şehri olan Bonaire’in eskiden pahallı ve çevreyi oldukça fazla kirleten dizel jeneratörlere bağlı olması söz konusuydu. Fakat 2004’de çıkan bir yangında bu tesislerin yok olması bu küçük ada şehrinin yenilenebilir enerjiye başvurmasına vesile oldu. Bonaire, rüzgâr enerjisinin yanında hâlâ dizel jeneratörlerinden destek alıyor, fakat zamanla yakıt tipini değiştirerek alg temelli biyoyakıtlar kullanmayı planlıyor.
Münih, Almanya
Münih 1,32 milyon nüfusuyla Almanya’nın üçüncü en büyük şehri. Tüm bir şehrin enerji ihtiyacının tamamını 2025’de yenilenebilir enerjiyle sağlamayı amaçlayan Münih, şimdiden büyük bir ilerleme kaydetmiş durumda. Su, jeotermal ve güneş enerjisinin yanında rüzgâr da şehrin yenilenebilir enerji planında gittikçe önemli bir yer almaya başlıyor. 2015 yılında temiz enerjinin yüzde sekseninin rüzgâr panelleri tarafından üretilmesi planlanıyor.
Sidney, Avustralya
2030’a kadar tüm sera etkili gaz salımını yüzde yetmiş azaltmayı planlayan şehir, elektrik ihtiyacının yüzde 30’unun yenilenebilir enerji yoluyla ve geri kalan yüzde 70’ini ise kojenerasyonla elde etmeyi planlıyor.
San Diego, Kaliforniya
Konu ABD olunca “pazar” kelimesinden kaçmak neredeyse imkansız; Kaliforniya eyaletinde güneş enerjisi ve elektrikli araba pazarı halihazırda patlamış durumda. San Diego’da bu büyüme daha yüce bir amaca ön ayak oluyor; 2035’e kadar gerçekleşmesi planlanan yüzde 100 yenilenebilir elektrik.
Wight Adası, İngiltere
142 bin 500 nüfusuyla İngiltere’nin en büyük ada şehri olan Wight Adası, gelecekte isminin yanına bir Unvan daha eklemeyi planlıyor; bir eko-ada olmak. 2020’ye kadar yenilenebilir enerjiyi yüzde 100 oranında kullanmayı planlıyor. Saatte 600 gigawattlık enerji ihtiyacını anakaradan almaya devam eden ada, yenilenebilir enerji sistemleriyle kendine yeter olmayı amaçlıyor.
Frankfurt, Almanya
Frankfurt en geç 2050’ye kadar tüm karbon salımından kurtulmayı planlıyor. İlk enerji ve iklim koruma dairelerinden birisine sahip olan şehir, 1985’den beri kapsamlı bir enerji yönetim planına sahip.
San Jose, Kaliforniya
Yaklaşık 960 bin nüfuslu San Jose, Silikon Vadisinin tam ortasında yer alıyor. 2010’daki değerlendirmelere göre yenilenebilir kaynaklar şehrin toplam ihtiyacının yüzde 17’sini karşılıyordu. Şimdi San Jose, 2022’ye kadar tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı planlıyor. Yüzde 100 temiz enerjinin yanı sıra, enerji kullanımında yarı yarıya azalma, 100 bin yeni ağaç dikimi ve yüzde 100 atık su dönüşümü de şehrin planları arasında.
San Francisco, Kaliforniya
2020’ye kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanımını planlayan San Francisco’nun mevcut enerji ihtiyacının yüzde kırk biri halihazırda yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Ilk olarak 2011’de yayınlanan plan geçen sürede gerçekleştirilen ilerlemeye göre başarılabilir duruyor.
Kaynak: Gaia Dergi