Türkiye’de bir ilk olan “Eşitlik Birimleri Çalıştayı”, Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde, “Eşitliğin Yerelden İnşası: Toplumsal Eşitlik ve Yerel Yönetimler” başlığıyla 7-8 Nisan tarihlerinde gerçekleşti.
Şişli Belediyesi Toplumsal Eşitlik Birimi, yerel yönetimlerde kurulmuş olan Eşitlik Birimlerinin güçlü ve zayıf yönlerini konuşabilmek amacıyla 7-8 Nisan 2016 tarihlerinde 1. Eşitlik Birimleri Çalıştayı – Eşitliğin Yerelden İnşası etkinliğini düzenledi. Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleşen ve yerel yönetimler, eşitlik politikaları üzerine akademi ve sivil toplum temsilcilerinin sunumlarının paylaşıldığı etkinliğin ilk günü açık katılımla gerçekleşti. Çalıştayın ikinci gününde, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen Eşitlik Birimi temsilcileri, deneyimlerini paylaşarak bir sonuç bildirgesi oluşturdu.
Çalıştay süresince kentin kurgulanmasından, sivil toplum katılımına, yerel yönetim bütçesinden, ulusal ve uluslararası mekanizmalara kadar birçok konu ele alındı.
Çalıştayın birinci gününde, açılış konuşması Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü tarafından yapıldı. İlk günün birinci oturumu, Nevşin Mengü’nün moderatörlüğünde, “Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyetin Anaakımlaştırması, Toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında ulusal ve yerel politikalar” başlığıyla düzenlendi. Oturumda, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Februniye Akyol, Yüksek Şehir Plancısı, Yerel Yönetim Uzmanı Yıldız Tokman, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Deniz Altay Baykan ve Türkiye Belediyeler Birliği Dışilişkiler Müdürü Gülfem Keleş konuşmacı olarak yer aldı.
Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Februniye Akyol, Mardin’de yerel eşitlik konusunda gerçekleştirdikleri faaliyetleri aktardığı konuşmasında, yerelin ihtiyaçlarını gözeterek çalışma yaptıklarını, bu amaçla mahalle meclislerini kurduklarını, yalnızca eşitlik birimi değil kadın politikaları daire başkanlıkları da kurduklarını ve bu yapı bünyesinde 3 tane şube müdürlüğü açtıklarını aktardı. Belediyeler Birliğinden Gülfem Keleş, yerel yönetimlerdeki kadın temsili oranının düşük olduğundan bahsederek, kadın belediye başkan oranının yalnızca yüzde üç olduğunu, belediye meclis üyelerinin de yalnızca yüzde on birinin kadınlardan oluştuğunu ve bu tabloyu değiştirmek için tüzük değişiminin önerilmesi gerektiğini ifade etti. Oturumda söz alan Yerel Yönetim Uzmanı Yıldız Tokman, fırsat eşitliğinin yanı sıra, sonuçlara da eşitliğin yansıması gerektiğini söyledi. Anaakımlaştırma kavramının yerleşyirme, yerelleştirme ve hayatın içine dahil etme olarak anlaşılması gerektiğini vurgulayan Tokman, tüm plan, proje ve mekansal düzenlemelerde toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin gözetilmesi gerektiğini ve BM’nin Türkiye’de Kadın Dostu Kentler Programı çerçevesinde, çeşitli illerde hazırlanmasını teşvik ettiği Yerel Eşitlik Eylem Planlarının (YEEP) bu konuda bir araç olduğunu ve uygulanmasının değerli olduğunu ifade etti. Bilkent Üniversitesi’nden Deniz Altay Baykan, eşitliğin ulusal politikalar içine sokulması gerektiğini, ancak bunun için yerel yönetim, özel, kamu vb. birçok sektörün süreçlere dahil olması gerektiğini anlattı. Baykan şöyle konuştu: “Nicelikle ilgili başlıkların yanında nitelikle ilgili başlıklar zayıf kalıyor. Örneğin, park sayısı arttırmanın yanında parkın niteliğini sorgulamak da çok önemli. Kentsel hizmetler, kent planlama ve mekansal tasarım gibi başlıklar da olmalı. Eriştiğimiz yerde isteklerimizi karşılayan yapılar oluşmalı. Bitki ve park vb. unsurlar önemli ama hangi bitkiyi nasıl kullanmamız gerektiği de önemli. Bazı yerlerde mekansal olarak kapalılık açıklık dengesi kadınların kullanım ihtiyaçlarına göre düzenlenmeli. Toplumsal cinsiyetçi iş bölümü kadının kamusal mekanda görünürlüğünü azaltıyor. Ayrıca, kentleri şekillendiren meslek gruplarının her biri kamunun ve aslında tek bir kişinin kullanımı üzerinden tasarım yapıyor. Objektif olan erkek ve varsayılan da erkek, özellikle tasarımda bu durum böyle. 1980’lerden sonra, özellikle Viyana Belediyesinin eşitlikçi kentlerin yaratılması üzerine önemli bir planlama çalışması var. Berlin ve Kanada kentleri de eşitlikçi uygulamalarıyla biliniyor. Akdeniz ülkelerindeki kadın planlamacıların da eşitlikçi planlama üzerine kurduğu birlik ve oluşumlar var. 2000’lerden itibaren, bunlara da bakılabilir. Kadın üzerinden veri oluşturmak bu noktada çok önemli. Bu konuda veri biriktirirsek tasarımı ve plancılar bunlar üzerinden analiz yaparak plan proje geliştirebilir hale gelebilecek. Planlama, kentsel tasarım, endüstri tasarımı gibi mesleki alanlara yansıması da bir diğer anaakımlaştırma aracı olacaktır.”
“İnsan Haklarının Toplumsal Kazanımı Sürecinde Yerel Yönetimler; Yerel Eşitlik Politikalarının ulusal ve uluslararası zemini” başlıklı, Sedef Çakmak tarafından yönetilen ikinci oturumda, TODAİE Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kıvılcım Akkoyunlu Ertan, “Kentli Hakları: Kent ve İnsan Hakları Bağlamında Kentsel Hizmetlere Erişim Hakkı” üzerine söz alırken, TESEV İyi Yönetişim Program Direktörü, Fikret Toksöz “Eşitlik Politikalarının İnşasında Yerel Yönetimlerin Rolü, Avrupa Birliği ve Türkiye’de Yerel Yönetim” ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Volkan Yılmaz, “İktisadi Eşitsizlikler ve Farklı Tür Ayrımcılıklarla Mücadele Politikalarında Ölçek Tartışması: Yerel Yönetimlerin Potansiyeli ve Sınırları” üzerine konuştu.
Kıvılcım Akkoyunlu Ertan, kentsel hizmetlere erişim hakkı, ödenebilir, nitelikli koşullarda fiziksel olarak erişebilme gibi hakların kentli hakları olarak değerlendirildiğini ve insan olmak bu hakka haiz olmak için yeterli sayıldığını ve kent alanında eşitlik kavramının bu perspektiften düşünülebileceğini aktardı ve şöyle devam etti: “Bu doğrultuda herkesin bu haklara, yurttaş olmasalar da erişimi düzenlenmiş durumda. Bu temel hizmetlerin karşılanmasında merkez-yerel işbirliği gerekiyor. Yerel yönetimler, kentsel hakların sunulmasında çok önemli rol oynuyor. Burada bir kavram önemli: katılım hakkı. Herkesim hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın kent yönetimine/yönetime katılma hakkı vardır. Kenti ve kentsel yaşamı etkileyen tüm kararların alınmasında toplumun farklı kesimlerinin yer alacağı bir mekanizma gerekiyor. Avrupa Kentli Hakları Bildirgesi ve Yerel Özerklik Şartı, yerel yönetimlere kentli haklarının gerçekleştirilmesi için önemli roller tanımlanıyor. Kentsel Şart 1 ve 2, yerel yönetimler için ayrıca bir kılavuz niteliğinde. Yerleşim yerlerinin özgün koşullarına göre hizmet öncelikleri belirlenmeli bütçe ona uyarlanmalı. Kentsel hakların erişilebilirliği giderek azalıyor; belediyeler hizmetleri gerçekleştirme konusunda inisiyatif üretmeli”.
Oturumda söz alan Fikret Toksöz, Avrupa’nın kadınlarla ilgili genel perspektifinin kadın istihdamını arttırmak, ücret eşitliği, karar alma süreç eşitliği, şiddetle mücadele ve bu pratiklerin dünyaya yayılması olduğunu anlattı. Eşitliğin önündeki engelleri, kültür, yönetim mirasının eril ve merkeziyetçi olması, yönetişim ilkelerinin uygulanamaması, katılım ve eşit erişimin olmaması gibi nedenlerle açıklayan Toksöz, belediyelerin eşitlik algısının istihdamın arttırılması, hizmetleri kadınların ayağına götürmek ve şiddetle mücadeleyle sınırlı olduğu ve sorunların bürokratik yöntemlerle çözülmeye çalışıldığı eleştirisini getirdi. Eşitliğin temel politika haline gelmesi gerektiğini ve birim kurmanın yetmediğini, eşitlik kavramının içselleştirilip benimsenmesi ve genel politika olması gerektiğini vurgulayan Toksöz, tüm işin tek bir birime tüm ihale edilmesinin sağlıklı olmadığını ve belediyelerin halihazırda demokratik ve katılımcı olmayan yönetim yapısının bu sıkışmayı akutlaştırabileceğini aktardı. Toksöz, alınabilecek bir önlem olarak belediye personelinin sürekli ve sürdürülebilir bir biçimde insan hakları ve eşitlik eğitiminden geçirilmesini ve bunun sürekli kılınması önerisinde bulundu ve “birim kurulması bir adımdır ama bunun o noktada bırakılmaması gerekir” diye konuştu.
Oturumun bir diğer konuşmacısı Volkan Yılmaz, belediyelerin sosyal politikaları özelinde veri eksikliğinin göze çarptığını, yerellik ve yakınlığın otomatik olarak katılım getirmediğini ve belediyelerin yapısal olarak çoğunlukçu olduğunu anlattı.
Birinci gün oturumları, “Ayrımcılıkla mücadelede tüm dezavantajlı grupları görmek: Engelli-Yaşlı Dostu, Çocuk Dostu, LGBTİ Dostu, Mültecileri gören bir yerel yönetim mümkün mü?” ve “Yerel Yönetim Bütçesi nasıl okunmalı? Saydamlık ilkesi ve izleme çalışmaları” konu başlıklarıyla devam etti.
Üçüncü oturumda, Seda Çavuşoğlu’nun moderatörlüğünde söz alan Sezen Yalçın (SPoD) “Yerel Yönetimlerde LGBTİ Eşitliği Mücadelesi” üzerine, Başak Saral (HABİTAT) “Hak temelli kent analizleri: Çocuklar, Gençler, Kadınlar, Engelliler” üzerine, Bilge Kobaş (Herkes İçin Mimarlık) “Erişilebilirlik alanlar yaratmak, kenti kullanılabilir kılmak” üzerine ve Alp Biricik (İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı-İKGV) “Mülteciler konusunda yerel yönetimlerin rolü” üzerine konuştu.
“Yerel Yönetim Bütçesi nasıl okunmalı? Saydamlık ilkesi ve izleme çalışmaları” başlıklı dördüncü oturumda İkbal Polat moderatörlüğünde söz alan Prof. Dr. Nurhan Yentürk (Bilgi Üniverstesi Öğretim Üyesi) “Yerel yönetimlerde bütçe nasıl okunur?” üzerine, Yrd. Doç. Dr. Yelda Yücel (Bilgi Üniverstesi Öğretim Üyesi) “Yerel Yönetimler ve Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Uygulamaları” üzerine ve Yrd. Doç. Dr. İsmail Güneş (Denge Denetleme Ağı), “Denetlenebilir bir Yerel Yönetim olmak” üzerine konuşma yaptı.
Çalıştay’ın 8 Nisan’da gerçekleşen ikinci gün oturumu, eşitlik birimi bulunan belediyelerden temsilcilerin katılımıyla, BM Nüfus Fonu Toplumsal Cinsiyet Programı Koordinatörü Meltem Ağduk moderatörlüğüyle gerçekleşti. Birinci oturumda “Eşitlikten ne anlıyoruz? Eşitliği sağlamak için neler yapıyoruz?” konusu tartışılırken, ikinci oturumda “Eşitlik Birimleri belediye organizasyon şemasında nerede duruyor? Organizasyon şemasındaki yerinin güçlü ve zayıf yönleri neler?” gibi sorular üzerine deneyim paylaşımı yapıldı. Üçüncü oturumda, Kamu, Özel Sektör, Sivil Toplum ilişkileri üzerine deneyim paylaşımı yapılırken dördüncü oturumda eşitlik birimleri arasındaki iletişimin sürdürülebilirliğinin nasıl sağlanabileceği tartışıldı ve öneriler getirildi.
Çalıştay’ın ikinci gününe, Adıyaman, Akdeniz, Antalya Büyükşehir, Beşiktaş, Beylikdüzü, Çankaya, Diyarbakır Büyükşehir, Eskişehir Büyükşehir, Gaziantep Büyükşehir, İzmir Büyükşehir, Kadıköy, Karabağlar, Kars Büyükşehir, Nilüfer, Muratpaşa, Odunpazarı ve Şişli Belediyelerinden; 11 ilden, 17 belediyden toplam 23 temsilci katıldı.
Çalıştay’ın sonuç bildirgesinde öne çıkan bazı öneriler aşağıdaki gibi:
- Eşitlik Birimlerinin, belediyenin alt yapı hizmetlerinden kültür politikasına, sosyal hizmet/yardım işlerinden, mali işlere kadar genel hizmet ve faaliyetlerine eşitlik perspektifi ile politika öneren birimler olması;
- Eşitlik Birimlerinin; teşkilat şeması içerisinde plan, bütçe, denetim süreçlerine müdahil olacak ve belediyenin makro politikasına etki edebileceği bir şekilde konumlandırılması;
- Tüm müdürlüklerin katılımı ile Eşitlik Komisyonları kurularak eşitlik politikalarının yaygınlaştırılarak güçlendirilmesi; eşitlik perspektifinin belediye politikaları içerisinde anaakımlaştırılması,
- Eşitlik birimleri mevzuatla desteklenerek belediye içerisinde yaşanan yönetici değişikliklerinden en az etkilenecek şekilde kurgulanması,
- Politika üretme birimleri ile hizmet üretme birimleri birbirinden ayrılmalıdır. Eşitlik Birimlerinin belediye içerisinde dezavantajlı gruplar açısından büyük resmi göreceği; plan, bütçe ve denetleme yapacağı bir sorumluluk üstlenmesi,
- Belediyelerin STK’lar ile kuracakları ilişkilerin nasıl olacağını tanımlayan yönergeler oluşturulması;
- Eşitlik birimlerinin STK’lar ile koordinasyon ve STK’ların kapasitelerinin geliştirilmesi konusunda aktif rol alması,
Sonuç Bildirgesinde ayrıca Çalıştayın sürdürülebilirliğini sağlamak ve eşitlik birimleri arasında daha aktif bir paylaşım alanı yaratmak adına djital bir ağ kurulması, deneyim paylaşım havuzu oluşturulması ve yıllık olarak ülke genelinde eşitlik birimlerinin neler yaptığının yer alacağı bir bülten hazırlanması, uluslararası deneyimlerin paylaşılması için saha gezilerinin ve/veya çalıştayların düzenlenmesi de Çalıştay’dan çıkan ortak bir hedef olarak belirtildi.
Şişli Belediyesi Toplumsal Eşitlik Birimi tarafından, Friederich Ebert Stiftung Derneğinin desteğiyle gerçekleştirilen 1. Eşitlik Birimleri Çalıştayı’nın Sonuç Bildirgesi metnine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Şişli Belediyesi 1. Eşitlik Birimleri Çalıştayı Sonuç Bildirgesi
Kendi kaynaklarıyla kendi Yerel Eşitlik Eylem Planını (YEEP) katılımcı bir biçimde oluşturan ilk belediye olan Kadıköy Belediyesi’nin Yerel Eşitlik Eylem Planı içeriğine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.