Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, Avrupalıların çoğu hava kirliliğinin sağlıkları üzerindeki etkisinden endişe duyuyor ve çoğu da hava kalitesi standartlarının güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu ilgiye karşın, Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kalitesi kılavuzlarını takip ederek kuralları bilimle uyumlu hale getirmeyi amaçlayan yeni AB Hava Kalitesi Direktifi (EU Air Quality Directive), insanları çözümün bir parçası olarak dahil etme konusunda çekingen davranıyor. Halbuki bu yeni direktif, Avrupa politikalarını etkileyeceği için farkındalık yaratmanın ötesinde katılımcı yaklaşımları da dikkate almalı.
Yurttaş bilimi, bir konuyu ya da bir doğa olayını, bilimsel yöntemler kullanarak incelemek için yurttaşları, bilim insanlarını, özel sektörü ve karar vericileri içeren katılımcı süreçler yelpazesini içerir. Yurttaş bilimi, toplumu bilim ve politika süreçlerine yaklaştırır ve hava kalitesi gibi konuları daha iyi anlamaları için insanları güçlendirir. Yurttaş bilimi girişimleri, mevcut bilgi ve veri açığını kapatmak için veri toplamayı destekler ve eğitimle birlikte kamuoyu farkındalığı ve davranış değişikliklerini teşvik edebilir.
Hava kalitemizin yönetişimindeki mevcut eksiklikler göz önüne alındığında, yenilikçi ve katılımcı yaklaşımlar hayati önem taşımaktadır.
Buna rağmen hava kalitesiyle ilgili birçok girişimin geçici doğası ve veri kalitesiyle ilgili endişeler, yurttaş biliminin sınırlamaları hakkında birçok tartışmaya neden olmuştur. Bu verilerin doğası farklıdır ancak yine de değerlidir. Bunlar sayesinde hava kalitesi verilerinin ayrıntı düzeyi tamamlanabilir ve geliştirebilir. Bu veriler, Avrupa mahkemelerinde çevresel davalar için kanıt olarak değerlendirilme potansiyeline de sahiptir. Örneğin Belçika’da bir mahkeme, yetkililerin CurieuzeNeuze projesinin Flanders’daki ilk izleme kampanyasında toplanan hava kalitesi
ölçümlerinin dikkate alması gerektiğini belirtmiştir. Karara göre, bu ölçümler sırf bölge sakinleri yapıyor diye göz ardı edilmemelidir.
Hava kirliliği sistemik bir sorundur. Hava kirliliğinden en çok etkilenenler savunmasız topluluklardır ve bu veriler daha fazla şeffaflıkla beraber bu tutarsızlıkları ortaya çıkarabilir. “CitiMeasure” projesi, hava kalitesiyle ilgili
yurttaş bilimi girişimleri hakkında teknik ve açıklayıcı bilgi toplamak için bir envanter geliştirmiştir. Şimdiye kadar, farklı kuruluşları temsil eden 30’dan fazla girişim, tüm Avrupa’da 13’ten fazla hava kalitesi parametresini ölçmek için 37.000’den fazla cihaz kullanışmıştır.
Örneğin xAire, Barselona’da büyük ölçekli aylık hava kalitesi izleme faaliyetini sunmaktadır. Bu proje hem hava kalitesi hakkında coğrafi olarak doğru ve yeni veriler toplamak, hem de bu verileri kent konseyine sunmak üzere kendilerini güçlendirmek için okulları ve aileleri dahil eden bir bilim projesidir. Örneğin URwatair’de katılımcılar düşük maliyetli hava kalitesi sensörleri kullanarak kentsel hava kirliliğini izlemiştir.
Kaynak: Eurocities