Genel kanının aksine, sürdürülebilirlik sadece çevreyi korumakla sağlanamaz; ancak çevresel, sosyal ve ekonomik hedeflerin dengelenmesiyle mümkün olabilir. Fakat, ekonomik sürdürülebilirliği nasıl sağlayacağımıza dair görece kısıtlı bilgimiz bulunuyor. Bununla birlikte, kentsel köyler oluşturmak ekonomik sürdürülebilirlik için atılacak en önemli adımlardan biri olabilir.
Kentsel köyler; kompakt, karma kullanımlara hizmet eden ve farklı ulaşım seçenekleri barındıran mahalleleri ifade etmek için kullanılıyor. Bu yerleşimlerde kamu alanlarına ulaşım, yürüme mesafesinde bulunur. Kentsel köyleri tanımlamak için bazen “akıllı büyüme”, “yeni şehircilik” ve son zamanlarda özellikle “15 dakikalık şehir” benzeri kavramlar da kullanılır. Bir kentsel köyde en azından günlük aktivitelerin çoğunun arabasız gerçekleştirilebiliyor olması beklenir.
Kentsel köylerde yürüme mesafeleri genelde 10 dakikadan daha fazla olmayacağı için yerleşimin 1.5 km’den daha az bir çapı olan bir alanı kapsaması gerekir. Bu alan, yerel toplama alanı ya da yürüme havzası (ing. walkshed) diye ifade edilir. Yürüme havzasını kuşbakışı ölçümlerle değil yürüme imkânları üzerinden hesaplamak daha doğru olacaktır. Ortalama bir kentsel köydeki yürüme havzası yaklaşık 120 – 200 hektarlık bir alana denk gelmektedir. Fakat bu alanın belli bir kısmı yol ve parklara ayrıldığı için geliştirilebilir arazi yaklaşık 100 – 140 hektarı kapsar. Bu 140 hektarlık alanın nasıl kullanılacağı köyün ekonomik ve sosyal gelişimini belirleyecektir.
Başarılı olabilmesi için bir köyün, çalışanlarının ve sakinlerinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilecek farklı iş kollarına ihtiyacı vardır. Özellikle, her konuda hizmet veren marketler, köylerin sürdürülebilirliği için ana aktör konumunda bulunuyor. Böyle market ve dükkânların ayakta kalabilmeleri için ise en az 10 bin müşteriye ihtiyacı var. Ayrıca, trafik ve park sorunlarıyla uğraşmadan yerel ekonominin devamını sağlamak için çalışanların ve sakinlerin yarısının araçsız gelebilmeleri şart. Böylelikle, farklı ulaşım seçenekleri bulunan köyler, ailelerin üzerindeki kişisel araç masraflarının yükünü hafifletirken şehirdeki trafik riskini, gürültü ve hava kirliliğini azaltacaktır. Buna ilaveten, ekonomik dönüştürücülüğü bulunmayan otopark ve çok şeritli yolların yerine yerleşim alanı daha verimli ekonomik faaliyetler için kullanılabilecektir.
Kısaca, kentsel köylerin getirdiği faydalar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Ulaşım masraflarının azaltılması ve köy sakinlerinin buradan edecekleri kazancı yerel ürünleri almak için kullanabilmesi,
- Şehirler için ulaşım altyapısı maliyetinin azalması,
- Ekonomik üretkenliğin artması,
- Daha güvenli, yaşanabilir ve güzel mahalleler,
- Daha fazla iş imkânı ve arazi başına vergi geliri,
- Düşük gelirli vatandaşlar için daha çok ekonomik imkân.
Diğer yandan, böyle bir kalkınma için kentsel köylerde aşağıdaki kriterlere dikkat edilmesi gerekiyor:
- Bir ticari merkez veya sürekli ulaşım hizmeti bulunan bir sokak etrafına kurulmuş kompakt, karma kullanım,
- Farklı iş kolları,
- En az 2 bin hane,
- Farklı ulaşım seçeneklerine planlamada eşit ağırlık verilmesi,
- Son kalite bisiklet ve yürüme alanları (örn., devamlılığı kesilmeyen kaldırımlar, düşük trafik hızları),
- Giriş ve pencereleri sokağa bakan binaların bulunduğu, görsel olarak güzel sokak tasarımları,
- Kamusal alanlarda sıkı park kuralları,
- Arazinin %10 – %20’lik bir kısmının park ve eğlence alanlarına ayrılması,
- Araç kullanmayan müşteriler için gelişmiş teslimat sistemleri.
Kaynak: Planetizen