You are here
Home > Genel

Eylül 2016 Geçtiğimiz 136 Yılın En Sıcak Eylül’ü Oldu

Küresel ısınmaya dair yeni veriler ortaya çıktıkça yeni rekorların da kırıldığı görülüyor. Kırılan her yeni rekor dünyanın küresel ısınma konusunda kötü bir sınav verdiğini ve küresel ısınma eğilimine karşı henüz umut verici radikal adımların atılmadığını gösteriyor. Her ne kadar Paris Anlaşması’yla birlikte büyük küresel güçler de artık sorunu gündemlerine almışa benziyor olsalar da gezegenin çok daha hızlı ve köklü çözümler bulmaması durumunda büyük ekolojik felaketlere yakın olduğumuz gün gibi ortada.

Yaşadığımız En Sıcak Eylül

 

gistemp_seas_sep16

NASA’ya bağlı Goddard Enstitüsü (Goddard Institute for Space Studies -GISS), küresel ısınmaya dair yaptıkları aylık analizler doğrultusunda geçtiğimiz Eylül ayının modern kayıt tutma sisteminin uygulandığı geçtiğimiz 136 yıl içerisindeki en sıcak Eylül ayı olduğunu açıkladı.

1951-1980 döneminin ortalama sıcaklığını baz aldığımızda, geçtiğimiz Eylül ayı sıcaklıkları bu ortalamanın 0.91 santigrat derece daha üzerinde oldu.

gistemp_sep2016_1

Antartika’dan alınan yeni verilerden sonra Haziran ayının sıralaması değişti, ama yine de son 136 yılın en sıcak üçüncü Haziranı durumunda. Enstitü yöneticisi Gavin Schmidt “Aylık sıralamalar güncellenen kayıtlara duyarlıdır ve Güney Kutbu’na ait orta-kış verilerine ait güncellemeler Haziran ayı sıralamasını değiştirdi” dedi ve ekledi: “Biz aylık sıralamaların haber değeri olduğunu ve bunların uzun vadeli eğilimler kadar önemli olmadığını vurguluyoruz.”

Öte yandan, bilim insanlarının küresel ısınma verilerini takip etmeye başladıkları dönemden bugüne yaşanan uzun vadeli ısınma eğilimindeki dramatik yükselişi göstermek için aşağıdaki görselleştirme tasarlandı. Hazırlanan bu animasyonlu grafik 1880’den günümüze küresel sıcaklık değişimini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Goddard Enstitüsü yöneticisi Schmidt uzun dönem sıcaklık eğilimlerinin, gezegenimizi etkilemekte olan değişikliklerin anlaşılabilmesi için çok önemli olduğunu vurguluyor. Araştırmacıların açıklamaları genellikle Temmuz ayında mevsimsel sıcaklıkların en yüksek seviyeye ulaştığı yönünde, ancak bu yıl, Ağustos ayı Temmuz’a bağlanarak 1951-1980 döneminin ortalama sıcaklığına göre 0.98 santigrat derece daha sıcak geçti.

d743def31e180c9980724a4c5fb523a19ed63da0

Goddard Enstitüsü’nün aylık analiz için kullandığı  veriler; kamuya açık olan dünya genelindeki yaklaşık 6.300 meteoroloji istasyonundan, deniz yüzeyi sıcaklıklarını ölçen gemi ve şamandıra tabanlı araçlardan ve Antartika araştırma istasyonlarından elde ediliyor. Modern küresel sıcaklık kayıtları 1880 civarında başlıyor, çünkü önceki gözlemler gezegeni yeterince kapsamıyordu. Kullanılabilir ek veriler olduğu durumda aylık analizler güncelleniyor ve sonuçlar değişebiliyor.

Küresel Isınmada Sorumluluk Büyüyen Kentlerin

Büyük oranda fosil yakıt tüketimi (petrol, doğal gaz, kömür) ile oluşan karbondioksitin atmosfer üzerinde sera etkisi yaratarak dünyanın ısınmasına sebep olması küresel ısınmada önemli bir etken olarak biliniyor. Bununla birlikte ormanların tüketilmesi de bu sera etkisinin artmasını tetikliyor. İnsan kaynaklı karbondioksit salımının ormanlar tarafından fotosentez esnasında kullanımı bu sera etkisini azaltabilecekken, ormanlık alanların hızla küçülüyor olması da küresel ısınmayı hızlandırıyor.

Kentsel nüfusun kontrolsüz şekilde büyümesi ve büyümeyi teşvik edercesine tarım ve orman arazilerinin yapılaşmaya açılmasıyla birlikte küresel ısınma sorunu daha da büyüyeceğe benziyor. Büyüyen kentler, nüfusun kente doğru akmasını teşvik ederken, artan nüfusun kent içi ulaşımda karayollarını kullanmaya yönlendirilmesi ve bu doğrultuda bireysel araç kullanımının teşvik edilmesi petrol kullanımını yükseltiyor ve küresel ısınmayı hızlandırıyor. Öyle görünüyor ki toplu ulaşıma ve alternatif enerji kaynaklarına yönelinmediği oranda büyüyen kentler küresel ısınmanın birinci dereceden sorumlusu olmaya devam edecek. Aynı şekilde kömür ve doğal gaz kullanımındaki artış, binaların ısı verimliliğini artıracak yöntemlerle inşa edilmemesi gibi faktörler de küresel ısınma eğilimini güçlendiren etmenler olarak yine kente ve insana dair argümanlar olarak beliriyor. Söylenebilir ki doğayı ele geçiren değil, onunla uyum içerisinde olan sürdürülebilir bir kent yaşamı planlanamadığı müddetçe her geçen gün yeni bir rekorun kırılması kaçınılmaz görünüyor.

 

Kaynaklar:

  • NASA Analysis Finds Warmest September on Record By Narrow Margin”, 17.10.2016, http://data.giss.nasa.gov/gistemp/news/20161017/
  • “September is The Hottest Ever as Nasa Reveals Record Month”, 19.10.2016,
    http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-3845336/September-hottest-Nasa-reveals-record-month-admits-got-figures-wrong-June.html
Top