You are here
Home > Blog

Concejo Abietro: Bir Özyönetim Örneği

Açık meclis yönetim birimi, nüfusu her geçen gün artan Avrupa ülkelerinde görmeye alışık olmadığımız bir doğrudan demokrasi örneği. İspanya’nın özellikle kuzey kırsalında nüfusu 100’ün altında olan yerleşim yerlerinde görülen bu açık meclisler ne yazık ki yeni düzenlemelerle beraber kaybolmak üzere.        

Concejo Abietro, açık mahalle meclisleri, adeta antik yunan demokrasi geleneğinin yaşayan bir örneği, agorada kendi kaderlerini tayin eden yurttaşlar gibi, İspanya’da da açık meclislere sahip halk çanlarla toplantıya çağrılıyor, kendileri için önemli olan tarihi bir yapı ya da ağaç gibi sembolik varlıklar etrafında toplanıp kendi kararlarını veriyorlar.  Bu sistem, İber Yarımadası’ndaki Orta Çağ Hıristiyan topraklarında, yurttaşların  kendilerini egemen kıldıkları ve birçok konuda kendi kararlarını verdikleri konseylerin varisi. Bu yönetim birimi, halkın kendi arasında hayvanların ve tarımsal amaçlar için kullanılan çayırların, ormanların ve komşu dağların ortak kullanımı, sulama ve değirmen gibi konularda karar almasını sağlarken aynı zamanda adli bir organ işlevi de görürdü.

image003
Gücünü halktan alan yerel özyönetimin bu biçimi binlerce yıl önce ortaya çıkmış olmasına rağmen hâlâ anayasal olarak tanınıyor. İspanyol anayasasının 140. Maddesi, belediyelerin özerkliğini garanti ederken, son cümlesiyle de açık meclis yönetiminin yasal zeminini oluşturuyor.

Madrid’teki Madarcos Köyü, açık meclis yönetiminin en güzel örneklerinden biri. Bu köyde halk her ayın ilk cumartesi günü bir araya geliyor. Köye yeni taşınan Maika Salvatella, ilk kez bir açık meclis gördüğünü ve buradaki yaşamın, dört yılda bir oy kullanmak dışında hiçbir söz hakkı olmayan, yönetime dair bilgi edinemeyen insanların yaşamından çok farklı olduğunu söylüyor. Madarcos açık meclisi bir biçimde diğer açık meclislere de öncülük ediyor.

image004

Asırlardır varlığını sürdüren açık meclislerin önemi yeni yasal düzenlemeler sebebiyle  azalıyor ve doğrudan demokrasinin devamı niteliğindeki bu demokratik sistem yok olma tehlikesi yaşıyor. Özyönetimin idari işleyişle değil, siyasi katılım iradesiyle gerçekleştiğine inanan İspanyollar, söz söyleme haklarını korumak istiyorlar. Çünkü siyasal katılım, toplum olarak karşılaşılan tüm güçlükleri değiştirmenin ve çözüm bulmanın en önemli yolu. İspanyolların açık meclisleri de bu bağlamda özü itibariyle bir katılım dersi, çünkü böylesine özümsenmiş, bireye doğrudan yönetim gücü veren bir yapı aslında demokrasi adına çok önemli. İspanyollar genel kanının aksine mevcut sistemlerin değiştirilebileceğine, her insanın kendisi için karar verme yetisine sahip olabileceğine, çoğunluğun hakimiyetinin kırılabileceğine ve toplumların kendi geleceklerini tayin edebileceklerine inanıyorlar.

Açık meclisler varlıklarını sürdürebilmek için deneyimlerini, tarihi ve güncel hikayelerini birbirleriyle paylaşıyor, birbirlerine yol gösteriyorlar. Siyasal katılım haklarını korumak adına verdikleri mücadeleye daha çok ilgi çekmek için Açık Köy Meclisleri adıyla bir de kısa film çekmişler. Birçok uluslararası festivalde ödül kazanan film, yasal sürecin açık meclislerin aleyhine işlemesine ragmen özyönetim iradesi sergileyen insanların meclislerine sahip çıkabileceklerini vurguluyor, çünkü  katılım arzusu beraberinde, diyalog ve uzlaşmayı da getiriyor.

image006

Kaynakça:

Top