You are here

“Kentler Kırsal Bölgelerin Varını Yoğunu Sömürüyor”

The StraitsTimes, 11.04.2019, Türkçesi: Serkan Taşkent

Bilim insanlarına göre kentleri genişletmek daha fazla su tüketimine yol açıyor, iklim değişikliğinin etkilerini artırıyor ve “cansız ve metruk” bir kırsal bölge yaratma tehdidini de beraberinde getiriyor.

Bir grup uluslararası bilim insanının yapmış olduğu hesaba göre her sene dünyadaki kırsal bölgelerden kentlere en az 16 milyar küp su pompalanıyor ki bu da yaklaşık olarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Colorado Nehri’nin bir yıllık akımına denk geliyor.

Söz konusu sayılar, daha da kötüye gitmesi öngörülen bu küresel sorunda buzdağının sadece görünen kısmı. Zira Birleşmiş Milletler’in yaptırmış olduğu bir araştırmaya göre 2050 yılından itibaren kırsal bölgelerden kentlere yaklaşık olarak 2.5 milyar insanın daha göç etmesi bekleniyor.

Kentleşmenin kent ile tarım arasındaki rekabeti artırdığını belirten Oxford Üniversitesi’nden Dr. Dustin Garrick, varolan bu problemin giderek daha da büyüyeceğini belirtiyor. Dr. Garrick, gerekli bilgilerden yoksun olması sebebiyle dünyanın, özellikle Güney Amerika ve Afrika’nın, “ne yazık ki hazırlıksız” olduğunu belirtiyor.

Environmental Research Letters Journal’da yayımlanan bir araştırmada ise yaklaşık 100 bilimsel araştırma çözümlenerek kırsaldan kentlere yeniden tahsis edilen suyun etkisi incelenmiş. Bu bağlamda, birçoğu Kuzey Amerika ve Asya’da yaşayan 383 milyon insanın ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilen ve varolan su kaynağını olduğu yerden 69 farklı kente yönlendiren 100’den fazla proje (boruhatları, barajlar vs.) belirlenmiş. Araştırmada, suyun kentlere yeniden tahsisinin kentlere yararken kırsal nüfusunun zararına yol açtığı ortaya çıkmış.

WaterAid kurumu kıdemli sağlık işleri yöneticisi Mbaye Mbeguere, kuraklık sebebiyle yaşanan küresel ısınma ve diğer aşırı hava şartlarının gerilimleri daha da derinleştireceğini söylüyor.

Dr. Garrick ise, örneğin, 1990’larda Rio Grande Nehri’nin bir kolundaki suyun yönünün Meksika’daki Monterrey kentine çevrilmesinden çiftçilere telafi sağlandığını ve kent atık sularının kırsalda sulama amaçlı kullanıldığını belirtiyor. Projenin aynı zamanda su debisini düzenlemede ve su taşkınları riskini azaltmada da yardımcı olduğunu belirten Dr. Garrick, kentleri çeperlerine daha az bağımlı kılmayı ve atık suyun bir kısmını yeniden kullanmalarına sevk ettiğini iddia ediyor.

Söz konusu araştırma ortak yürütücülerinden ve Madrid’deki Complutense Universitesi profesörlerinden Lucia De Stefano ise “Karar alıcıların özellikle krizlerin ortaya çıkmasından önce daha hazırlıklı olmalarını umduğunu” belirtiyor.

Kâr amacı gütmeyen bir çevre araştırma grubu olan Karbon Saydamlık Projesi’nin su güvenliği direktörü Cate Lamb, araştırmanın, dünyanın en önemli kaynaklarını idare etmede nasıl başarısız olduğunu gösterdiğini ifade ediyor: “Su, sonu olan bir kaynak ve bu sebeple başka hiçbir seçeneğimiz yok. Bu işi ciddiye almamızın vakti geldi.”

Kaynak: straitstimes.com

Top