Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı Yıllık Çalışma Toplantısı ve Teknik Konferansı bugün (8 Aralık) başladı. 8-10 Aralık 2020 tarihleri arasında devam edecek olan konferansın bu yılki başlığı “Salgın Zamanlarda Sağlıklı Şehirler: Toplulukları korumak ve daha iyi bir şekilde yeniden inşa etmek” şeklinde belirlendi. Bu toplantıda kentlerin Covid-19’la mücadele kapsamında attıkları adımlar değerlendirilecek ve yeniden inşa için yapılması gerekenler belirlenecek. Bu kapsamda “barış ve katılım”, “insan ve mekân” ve “gezegen ve refah” ana temaları altında çeşitli tartışmalar yapılacak.
Belediye başkanlarının, koordinatörlerin, gözlemcilerin, uzmanların, uluslararası örgüt ve çeşitli ülke temsilcilerinin katıldığı toplantı pandemi nedeniyle ilk kez sanal ortamda yapılıyor. Konferansın bugünkü ilk oturumları Türkiye saati ile 11’de başlarken, VII. Faz başvurularının sonuçları da açıklandı.
Kadıköy’ün VII. Faz Başvurusu Kabul Edildi
DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı’na beşer yıllık fazlar halinde üye olunmakta, her faz döneminde öncelikler belirlenmekte ve ağa üye olmak için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Kadıköy Belediyesi DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı’na 2005 yılında IV. Faz döneminden itibaren üye olmuş ve en son VI. Faz dönemini (2014-2018) başarıyla tamamlayarak sertifikasını almıştı. Kadıköy Belediyesi, DSÖ perspektifinden hareketle sağlık konusuna hastalık temelli bir bakış açısından ziyade, kenti sağlığı etkileyen bütün yönleriyle ele alarak daha yaşanabilir ve daha sağlıklı bir kent olmayı amaçlamış; bu amacıyla Sağlıklı Kentler Hareketi’nin uluslararası ölçekte parçası ve savunucusu olmak üzere, DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı VII. Fazına başvuru yapmıştı. DSÖ Avrupa Bölge Ofisinin titizlikle yaptığı değerlendirmeler sonrasında sonuçlanan başvurular 8 Aralık 2020 tarihinde gerçekleştirilen DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Yıllık İş Toplantısı ve Teknik Konferansı’nda açıklandı. Buna göre, Türkiye’den Kadıköy Belediyesi ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Burdur Belediyesi ve Çankaya Belediyesi DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı VII. Faz üyeliğine kabul edildi.
Herkes İçin Sağlık ve Esenlik
Kadıköy Belediyesi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) liderliğinde “Herkes İçin Sağlık ve Esenlik” felsefesiyle küresel ölçekte sürdürülen ve 30 yılı aşkın geçmişi olan “Sağlıklı Kentler Hareketi”nin 2005 yılından itibaren parçası olmuş, bu hareket içinde edindiği kazanımlarını çok sayıda proje ve faaliyetine yansıtarak Kadıköy’ün “sağlıklı kent” kavramını tanımlayan ilkeler etrafında gelişmesi için önemli adımlar atmıştır. Küresel bir hareket olan DSÖ Sağlıklı Kentler Hareketi; sağlığın kent yönetimlerinin sosyal, ekonomik ve politik gündemine taşınmasında ve insanların sağlığını ve esenliğini destekleyici kentsel ortamlar yaratılmasında değişimin itici gücü olmuştur. 1988 yılından itibaren sürdürülen çabaların sonucu olarak 100 lider kent ve 30 ulusal ağın yanı sıra yaklaşık 1.400 belediye, küresel problemlere yerel düzeyde çözüm üretmek üzere DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı’na katılmıştır. Kentlerin sosyal, kültürel ve politik olarak kritik bir rol oynadığına inanan Sağlıklı Kentler Hareketi; farklı yönetim kademeleri, benzer amaçlara yönelik olarak çalışan pek çok sektör ve de sağlık ve esenlik alanında çalışmakta olan birçok paydaşın yer aldığı karmaşık bir sistem içinde, kentlere öncü bir rol üstlenmeleri ve liderlik etmeleri için özel bir konum atfetmektedir.
Ottawa Şartı
Dünya genelinde yeni bir sağlık hareketi yönünde artan beklentilere bir cevap olarak 1986 yılında Ottawa’da gerçekleştirilen Sağlığın Geliştirilmesi Uluslararası Konferansı’nda kabul edilen ve Alma Ata Bildirgesi, DSÖ’nün Herkes İçin Sağlık Hedefleri ve DSÖ Meclisi’nin sağlıkta sektörler arası eylem tartışması üzerine inşa edilen Ottawa Şartı ile, 2000 yılı ve sonrasında “Herkes İçin Sağlık” hedefine ulaşmaya yönelik olarak (1) Sağlıklı bir kamu politikası oluşturmak, (2) Destekleyici ortamlar yaratmak, (3) Topluluk eylemlerini güçlendirmek, (4) Kişisel becerileri geliştirmek, (5) Sağlık hizmetlerini yeniden yönlendirmek ve (6) Geleceğe taşımak olmak üzere 6 başlıkta eylem çerçevesi tanımlanmıştır. Ottowa Şartı’nın ayırıcı özelliği, sağlığa sosyo-ekolojik bir yaklaşım getirmesi; “Sağlık insanlar tarafından öğrendikleri, işe gittikleri, oyun oynadıkları ve sevdikleri ortamlarda, yani gündelik yaşamlarını geçirdikleri ortamlar dahilinde yaratılır ve yaşatılır.” söylemiyle sağlık kavramını sağlıklı kentsel ortamlar şeklinde geniş bir çerçeveye taşıması ve Sağlıklı Kentler Projesi’nin ve DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı’nın temellerini oluşturmasıdır.
Sağlığın sosyal belirleyicilerini ele almak üzere hakkaniyet, katılımcı yönetişim ve dayanışma, sektörler arası işbirliği ve eylemi güçlü bir şekilde vurgulayan sağlıklı kentler yaklaşımı; sağlığı kentlerin politik ve sosyal gündemine yerleştirmeyi ve halk sağlığı için yerel düzeyde güçlü bir hareket inşa etmeyi hedeflemektedir. Sağlıklı kentler yaklaşımının başarılı bir şekilde uygulanması, sağlık ve yaşam koşullarını bütün yönleriyle ele alarak inovatif bir şekilde harekete geçmeyi ve de Avrupa ve ötesinde kentler arasında kapsamlı bir ağ oluşturmayı gerektirmektedir. Bu da ancak açık bir politik taahhüt, liderlik, kurumsal değişim ve sektörler arası ortaklıklarla mümkün olabilir. Sağlıklı kentler yaklaşımı sağlığın sosyal belirleyicilerini ve kamu kesimi, özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve topluluk kuruluşları arasında işbirliğine olan ihtiyacı kabul etmekte; sonuçlar kadar sürecin kendisine de önem atfetmektedir. “Sağlıklı kentler” kavramı DSÖ Avrupa Herkes İçin Sağlık Stratejisi ve Sağlık21 hedeflerinden esinlenerek ortaya çıkmış ve desteklenmiş olup, Avrupa Sağlık 2020 politika çerçevesi ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ile tam olarak örtüşmektedir.
Sağlıklı kent; insanların yaşamlarının tüm işlevlerini yerine getirmelerini, potansiyellerini en yüksek seviyeye çıkarmalarını ve bunların birbirlerini karşılıklı olarak beslemelerini ve desteklemelerini sağlamak üzere, fiziki ve sosyal ortamları iyileştiren ve topluluk kaynaklarını sürekli olarak genişleten kenttir. Sağlıklı kent; sağlığı destekleyici çevre yaratmayı, iyi bir yaşam kalitesine ulaşmayı, temel temizlik ve hijyen ihtiyacını sağlamayı ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlamayı hedefler. Sağlıklı kent olmak mevcut sağlık altyapısından ziyade, kentin ortamını iyileştirme taahhüdüne ve politik, ekonomik ve sosyal alanlarda gerekli bağlantıları oluşturma istekliliğine bağlıdır.
DSÖ Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı, sağlık ve sağlıklı kent gündeminin yerel gündemlerin temel bir parçası olması için, 30 yılı aşkın bir süredir hem ulusal ölçekte hem de kent ölçeğinde aşağıdaki stratejik amaçlar doğrultusunda çeşitli çalışmalar yürütmekte ve sağlıklı kent kavramının yaygınlaşmasında öncü bir rol üstlenmektedir:
• Sağlığın belirleyicilerine, yoksulluk içinde yaşayan insanlara ve hassas grupların ihtiyaçlarına vurgu yaparak yerel düzeyde ve DSÖ Avrupa bölgesinde sağlık ve sürdürülebilir kalkınma politikaları ve eylemlerini teşvik etmek,
• Ulusal-yerel işbirliği vurgusuyla sağlığı geliştirme, halk sağlığı ve kentsel yenileme politikaları bağlamında sağlıklı kentlerin ulusal konumunu güçlendirmek,
• Bölgedeki tüm kentlerde sağlığı geliştirmek için kullanılabilecek politika, uygulama uzmanlığı, göstergeler, bilgi ve yöntemler oluşturmak,
• Avrupa kentleri ve ağları ile Sağlıklı Kentler Hareketi’ne katılan kentler ve ağlar arasında dayanışma, işbirliği ve çalışma bağlantılarını güçlendirmek,
• Yerel ağlar ve kentsel konularla ilgili diğer kurumlarla ortaklıklar yoluyla, Avrupa düzeyinde ve küresel düzeyde sağlığın savunuculuğu konusunda aktif rol almak,
• DSÖ Avrupa Ağı’nın Avrupa Bölgesi’ndeki tüm üye devletlere erişilebilirliğini artırmak.