Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) yayımladığı “Avrupa’da Çevresel Gürültü 2025” raporu, ulaşım kaynaklı gürültünün Avrupa genelinde halk sağlığı üzerinde ciddi etkilerini vurguluyor. Rapora göre; 110 milyondan fazla insan, yani Avrupa nüfusunun %20’sinden fazlası, AB raporlama kuralları kapsamında belirlenen eşik değerleri aşan yüksek düzeyde ulaşım gürültüsüne maruz kalıyor. Bu maruz kalma, kardiyovasküler (kalp ve damar) hastalıklar, zihinsel hastalıklar, diyabet ve erken ölüm gibi bir dizi ciddi sağlık sorunuyla bağlantılı. Rapor ayrıca, gürültüye maruz kalmanın okuma bozukluklarına, davranış sorunlarına ve obeziteye katkıda bulunduğu için çocukların savunmasızlığını vurguluyor.
Sağlık üzerindeki etkiler, ekonomik sonuçlar da doğuruyor. EEA, yalnızca ulaşımdan kaynaklanan gürültü kirliliğinin yıllık 95,6 milyar Euro, yani AB GSYİH’sinin yaklaşık %0,6’sı kadar bir ekonomik kayba yol açtığını tahmin ediyor.
Gürültünün etkisi yalnızca insanlarla da sınırlı değil; doğayı da önemli ölçüde etkiliyor. Gürültü kirliliği, hem karada hem de denizde yaban hayatını bozuyor. EEA raporu, Avrupa’daki önemli doğal koruma alanlarının en az %29’unda yaban hayatının davranışını değiştirebilecek, iletişim, üreme ve göç düzenlerini etkileyebilecek gürültü seviyeleri olduğunu belirtiyor. Tüm bu bulgular, gürültüye maruz kalmanın neden olduğu artan halk sağlığı krizini ele almak için daha kapsamlı önlemlerin alınmasının acil bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Gürültü kirliliği sorununun merkezinde şehirler bulunuyor
Eurocities’in yayımladığı bir başka rapor ise EEA raporunu tamamlayarak, şehirlerin gürültü kirliliğinin yönetilmesinde oynadıkları kritik rolü vurguluyor. Noise in Cities (Şehirlerde Gürültü) raporuna göre, kentsel alanlar, insan faaliyetleri, ulaşım ve altyapının yoğunluğu nedeniyle özellikle etkilenmekte. Eurocities raporu, kentsel alanların ulaşımdan kaynaklı gürültüden orantısız bir şekilde etkilendiğini ve bunun doğurduğu sağlık sorunlarını vurgulasa da gürültü kirliliğine yönelik siyasi ilginin hâlâ düşük seviyede olduğunun altını çiziyor.
Bununla birlikte; Eurocities’in Şehirlerde Gürültü raporu, kentsel alanlardaki gürültü kirliliği krizini ele almayı amaçlayan bir dizi öneri de sunuyor:
- Yasal olarak bağlayıcı gürültü azaltma hedefleri belirlenmesi;
- Gürültü verilerinin hesaplama yönteminin değişmesinden kaynaklı, şehirlerin farklı dönemlere ait gürültü verilerini karşılaştırmalarını ve gürültü azaltma önlemlerini daha iyi hedeflemelerini sağlayacak bir metodolojinin belirlenmesi ve güncellenmiş kılavuzların oluşturulması;
- Daha sessiz ulaşım sistemlerine, daha iyi yol yüzeyi tasarımlarına ve yeşil gürültü bariyerlerinin inşasına yönelik yatırımları içeren finansman destekleri.
Rapor ayrıca Avrupa’nın farklı şehirlerinden örnek vaka çalışmalarına yer veriyor.