Yer etiketli tweetlerin analizi sayesinde bir kentin neresinde olduğunuza bağlı olarak duygu durumunuzdaki değişim görülebiliyor. 2016 ve 2017 yıllarındaki sosyal medya paylaşımlarına dayanan bir araştırma şehirlerde en çok öfke ve tiksinti uyandıran ve en çok neşe uyandıran yerleri görmemizi sağlıyor. Araştırmacılar, bulguların kentlerin altyapısının iyileştirilmesine yardımcı olabileceğine inanıyor.
Kyoto Teknoloji Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, sinir ağları olarak bilinen hesaplama araçlarını kullanarak tweetlerin ne zaman ve nerede öfke, beklenti, iğrenme, korku, neşe, üzüntü, şaşkınlık veya güven ifade ettiğini belirledi. Londra ve San Francisco’dan yaklaşık 2 milyon coğrafi etiketli tweet’in analizi, insanların restoranlar ve parklar gibi yerlerde daha olumlu duygular ifade ettiğini, ofisler ve spor stadyumlarında ise daha olumsuz duygular ifade ettiğini ortaya koydu. Yeşil ve rekreasyonel alanlar şehir sakinleri için en olumlu duyguları tetiklerken yüzme havuzları, yelken limanları, sahil şeritleri ve tekne rampaları gibi yerlerde sevinç artıyor.
Bekleneceği gibi ulaşım her iki kent için de bir gerilim noktası oluşturuyor. Tren istasyonları, otobüs durakları ve araç trafiğinin sıkışık olduğu köprülerin yakınında atılan tweetler tiksinti ve öfke duygularını yansıtıyor. Ancak son yıllarda, en azından Londra için, duyguların iyileştiği görünüyor. Zira Londra geçtiğimiz yıl toplu taşıma sistemi, ulaşım mesafesi, uygun fiyat, çalışma saatleri, kalabalık ve işe gidip gelme hızları gibi faktörlere dayanarak dünyanın en iyi kentlerinden biri seçildi.
Elbette verilerin bazı sınırları da var. Toplanan tweetlerin tamamı İngilizceydi ve dijital ayak izi küçük olan yerler için bu yöntemin geçerliliği olmayabilir. Yine de kent yaşamının hangi yönlerinin kent sakinlerinin olumlu ya da olumsuz tepkilerine yol açtığını bilmek, transit merkezlerde yapısal değişiklikler ya da daha fazla yeşil alan eklenmesi gibi daha iyi bir kent planlaması için bir çerçeve sağlayabilir.
Kaynak: CityLab