TheCityFix – Maria Antonia Tigre
Birçok kentte karar alma süreci geleneksel olarak yukarıdan aşağı yönlü işler: karar vericiler uygular ve yurttaşlar buna uyar. Halka yerel yönetime katıldığını hissettirmek için, kent yönetimleri aşağıdaki üç adımı uygulamaya koymalıdır:
(1) Katılımcılık ve Çeşitlilik: Yerel yönetimler, politikalar planlanırken halka kapılarını açmalıdır. Bunun yanında, karar alma süreci paydaş çeşitliliğini de içermelidir. Örneğin, nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu alanlarda konut politikasında değişiklik yapılırken, farklı sosyoekonomik arka planlara sahip bireyler de eşitliğin sağlanması adına sürece dahil edilmelidir.
(2) Zamanlama ve Erişilebilirlik: Karar vericiler, toplulukların katılımını planlama süreçlerinin en başında, yani politika değişikliğinin sonuca ulaştırılmasından çok önce sağlamalıdır. Yurttaş katılımı en başından sağlandığında, yurttaşlar hazırlıklarını yaparak endişelerini ayrıntılı bir biçimde anlatabilir ve bu sayede karar vericiler de o bölgenin sakinleriyle dil birliği yakalamış olur. Yerel yönetimler ayrıca, çevrimiçi platformlar ve mobil uygulamalar gibi gayrı-resmi halk forumları düzenleyebilir ve yurttaş katılımının önündeki engelleri bu sayede kaldırabilir.
(3) Geri Bildirim: Atılacak son adım da, yurttaşların sesinin karar alma sürecine dahil edilmesidir: gelen fikirlerin hepsi toplanmalı, geri bildirimler yoluyla diyalog sağlanmalı ve uygun durumlarda fikirler politikalara yedirilmelidir. Yansıyabilirlik burada en önemli noktadır çünkü insanların, karara dahil edilmese dahi kendi sundukları fikirlerin en azından değerlendirmeye alındığını bilmesi gerekir. Son olarak da, sonuçların açık ve anlaşılabilir olması için, iletişim dilinin erişilebilir ve kolaylıkla anlaşılabilir bir dil olması gerekmektedir.
Yukarıdaki adımları izlediklerinde, karar vericiler meşruluk algısını güçlendirecek ve yurttaşların ihtiyaçlarını çok daha kolay belirleyebileceklerdir.
Kaynak: The CityFix