You are here
Home > Genel

Küçük Çocuklar Sezgisel Kent Plancılarıdır

Küçük çocuklar sezgisel kent plancılarıdır ve onların “itinalı” kentlerinde yaşamak hepimiz için faydalı olur

İklim krizi, el yakan konutlar ve artan refah eşitsizliği çağında, kentlerimizin yaşanabilirliği ve işlevselliği her zamankinden daha önemli. Öte yandan, kent planlama tartışmalarında çok önemli bir ses eksik: Bir gün bu kentleri miras alacakların sesleri.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve UNICEF çocuk dostu şehirler girişimine göre, her yaştan veya yetenekten çocuk, kentsel çevrelerini kullanma, yaratma, dönüştürme ve geliştirme hakkına sahiptir. Buna rağmen, yaygın görüş, okul öncesi çocukların oyun alanlarının veya anaokullarının dışındaki ortamlar üzerinde düşünme yetisine sahip olmadığıdır. Küçük ve okuryazarlık öncesi çocukların kent tasarımına katılımları reddedilir. Ancak, Dunedin okul öncesi araştırması, bir kentin iyi işlemesi ve güvenli, sağlıklı ve eğlenceli olması için neye ihtiyaç duyduğu konusunda bütünsel düşünen bu sezgisel kent planlamacılarının seslerini dahil etmemiz gerektiğini gösteriyor.

Saygılı ve düşünceli plancılar

Dunedin’deki üç anaokulundan iki-beş yaş arası 27 çocuğu içeren projede, çocuklar, ideal kentlerini resim kartları kullanarak haritalamak ve grup tartışmaları dahil olmak üzere çeşitli araştırmalar yaptılar. Çocuklar ayrıca, mahallelerinde neyi sevip sevmediklerini aktarmak için bizi mahallelerine götürdüler. Kısa sürede çok net bir tablo ortaya çıktı: Küçük çocuklar düşünceli ve geleceğe yönelik planlayıcılardı. Çocuklar hem kendi ihtiyaçlarını hem de diğer kent sakinlerinin ve aile üyelerinin ihtiyaçlarını düşündüler. Kütüphaneler, doğal alanlar ve buluşma yerleri gibi zihin ve bedeni canlandıran hizmetleri ve sağlık hizmetleri istediler. Çocukların %78’i oyun alanlarını önemli olarak listeledi. %66’sı tasarımlarına bir süpermarket dahil ederken, %59’u bir hastane, %48’i itfaiye ve %41’i bir kahve dükkanı ekledi.

İspanya Navarre Pamplona Çocuk Parkı

Herkes için güvenlik ve eğlence

Çocuklar güvenli bir kenti de önemli görüyordu. %56’sı hırsızlardan, “yaramaz” ve sarhoşlardan ve hız yapan sürücülerden korunmayı sembolize etmek için haritalarına polis arabaları yerleştirdi. Elektrik direklerini, yaya geçitlerini ve trafik ışıklarını ise temel güvenlik altyapısı olarak gördüler. Mahalle yürüyüşlerinde çocuklar sıklıkla estetik açıdan hoş yerlere dikkat çektiler, rengarenk çiçeklerle dolu alanlar gibi…

Çocuklar ayrıca bizi zehirli mantar, dikenli çalılar, kaldırımlardaki camlar veya hayvanlara zarar verebileceğini düşündükleri diğer çöpler konusunda uyardılar. Bir çocuk “çöp yığınından nefret ettiğini çünkü suya girip yediklerinde tüm hayvanları öldürebileceğini” söyledi.

Çocuklar, deniz canlıları ve bitkiler gibi insan olmayan şeylerin sıklıkla gözden kaçan ihtiyaçlarını da dahil ederek, çevre koruma ve yaşanabilirlik arasındaki bağlantıların farkında olduklarını gösterdiler.

Mutlu yerler olarak şehirler

Sadece çocuk dostu kentler yaratmadılar, aynı zamanda tüm insanlar, hayvanlar ve bitkiler için çalışan özenli kentler yarattılar. Model kentleri güvenli, sosyal ve fiziksel olarak her yaştan ve yetenekten insanın güvenle ulaşabileceği biçimde bağlantılıydı. İnsanları mutlu etmek için tasarlanmış fiziksel ve sosyal unsurlara sahip kentler yarattılar.

Çocukların, yerel çevrelerine önem verdiklerini gördük ve tüm canlı ve cansız varlıklara karşı bir sorumluluk hissettik. Ancak buna rağmen çocukların sesleri, kent ve politika tartışmalarında hâlâ sadece bir fısıltı. Bu utanç verici, çünkü küçüklerin kentlerde gördüğü muamele, kaçınılmaz olarak yaşam şanslarını da etkiliyor. Küçük çocukların esenliklerinin, yaşamın ilerleyen dönemlerinde iyi olma ve hissetme konusunda açık etkileri oluyor.

Araştırmamız, küçük çocukların kentlerine güvenli ve kapsayıcı bir şekilde katılabilmelerini ve en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak için topluluklara, planlamacılara ve kentsel politika yapıcılara olan ihtiyacı gösteriyor.

Burada zor olan, küçük çocukların görüşlerini, deneyimlerini ve önerilerini entegre etmek için doğru araçları geliştirmektir. Böylece, daha sezgisel, özenli şehirler tasarlamaya doğru ilerleyebiliriz.

Kaynak: Child in the City

Top