Kayla Matthews, Planetizen, 27.02.2019, Türkçesi: Özge Güneş Gürsel
Kent planlamacıları, mümkün olan en iyi atık yönetimi uygulamalarını sağlamada rol oynayabilir.
Atık yönetimi, modern kentlerin karşılaştığı en zorlayıcı sorunlardan biridir. ABD, 2015 yılında 262.4 milyon ton kentsel katı atık üretti. Bu miktarın yalnızca 67.8 milyon tonunu; 23.4 milyon tonu kompost ve 33.57 milyon tonu enerji için yakarak geri dönüştürdü. Bu demek oluyor ki yıl boyunca çöplüklerde biriken yaklaşık 137.7 milyon ton katı atık bulunmaktadır.
Hanehalkı ve işletmeler tarafından yaratılan büyük miktardaki atık, önemli bir planlama zorluğudur. Kent yöneticileri çöplerin nasıl toplayacağını, taşınacağını, ayıklanacağını ve nihayetinde bertaraf edileceğini -bunun bir depolama, geri dönüşüm tesisi, yakma tesisi veya başka bir çözüm içerip içermediğini bulmak zorundadır.
Bunu yapabilmek için kent planlayıcıları da dahil olmak üzere çok çeşitli kamu ve özel sektör liderleri ve kurumları arasında işbirliğini gerekmektedir. Bu nedenle, planlayıcıların atık yönetimi uygulamalarına dair bir anlayışının olması çok önemlidir. Bu, atık yönetimi ve kent planlamasının nerede ve nasıl kesiştiğini farketmelerine ve bu anlayışı çalışmalarıyla bütünleştirmelerini yardımcı olabilir. İşte planlayıcıların bilmesi gereken en iyi uygulamalardan bazıları.
Uygun Atık Tesisi Kurulumu
Atık yönetim tesislerinin kurulumu çevredeki toplulukların sağlık, ekonomik başarı ve yaşam kalitesini etkilemektedir. Depolama alanları, hoş olmayan kokular üretmekte ve bulundukları yerin yakınında kalan alanlarda yaşanabilirliği ve mülk değerlerini azaltmaktadır. Ayrıca, hastalık yayılabilen böcek ve haşaratları da çekebilirler.
Bu nedenlerden dolayı, atıkların, etrafındaki topluluklar üzerinde en az etkisi olacak yerlerde konumlanması çok önemlidir. Yerleşim bölgelerinden uzakta güvenli bir yere konumlandırılmalı ve kendilerine en yakın yaşayanlar üzerindeki olumsuz etkileri azaltmak için koruma altında olmaları gerekir.
Tarihsel olarak, atıklar gibi çevresel riskler orantısız bir şekilde düşük gelirli ve azınlık topluluklarını etkilemiştir. Bu, atık depolama alanlarının konumlandırılmasını ekonomik ve çevresel adalet sorununa dönüştürmektedir.
Planlayıcılar, atık yönetimi tesislerinin güvenli ve eşit şekilde konumlandırılmasının sağlanmasında atık yönetimi uzmanlarıyla birlikte rol oynayabilir.
Katılımı Pratik Hale Getirin
Bir atık yönetimi programına katılımın kolay ve rahat bir şekilde yapılması, girişimin başarılı olma olasılığını artıracaktır. Örneğin, çok üniteli konutların dışına ortak geri dönüşüm kutularının sağlanması, konut sakinlerinin geri dönüşüm olasılığını artırmaktadır. Geri dönüşüm ve çöp bidonlarının yerleri için en iyi bina uygulamalarına rehberlik etmek de bu konuda yardımcı olabilir.
Geri dönüşüm kutularını sağlamak nispeten basit bir girişimdir. Dünyanın dört bir yanındaki bazı kentler, vatandaşların atık yönetimi programlarına katılmalarını kolaylaştıran daha karmaşık, ileri teknoloji çözümleri uygulamaya başlıyor.
Buna bir örnek, Güney Kore, Songdo’daki Üçüncü Bölge Otomatik Atık Toplama Tesisi’dir. Songdo’daki tüm çöpler ofis ve apartmanlara bağlanan yeraltı borularına gidiyor. Bu sistem dış mekan çöp kutuları ve çöp kamyonlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Yeraltı borularına girdikten sonra, sistem otomatik olarak çöpleri ayıklıyor ve sonra atıkları geri dönüştürüyor, yakıyor veya gömüyor. Kent, tüm atık yönetimi için sadece yedi işçiye ihtiyaç duyuyor.
Atıkları Potansiyel Bir Kaynak Olarak Düşünün
Atıklar bir sorun olarak ele alınmak yerine, bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Malzemeleri atık akışlarından geri dönüşüm yoluyla kurtarmak potansiyel olarak gelir getirebilir. Örneğin İtalya’daki Capannori kasabası 1997’de bir sıfır atık programı başlattı. Program artık maddi olarak kendine yeterli ve hatta geri dönüşümlü malzeme satarak para kazanıyor.
Atık, metan gazı yakılarak veya biyolojik olarak parçalanabilen atıklardan toplayarak enerji üretimi için de yararlı bir kaynak olabilir. ABD Enerji Bakanlığı’na göre, ortalama bir atık enerji tesisi, yaklaşık 550 kilovat saat (kWh) enerji üretmekte ve her bir ton atık için 20-30 dolar arasında kazanmaktadır.
İşbirliği Anahtardır
Kamu-özel ortaklıkları atık yönetiminde başarı için hayati olabilir. Yerel yönetimler ve kent plancıları, optimum sonuçlara yönelik programlar oluşturmak için özel çöp ve geri dönüşüm şirketleri ile birlikte çalışmalıdır. Her tarafın aynı düzlemde olduğundan emin olmak, başarı olasılığını artırabilir.
Herhangi bir özel veya gayri resmi geri dönüşüm şirketinin ilgili çevre ve güvenlik standartlarına uymasını sağlamak da önemlidir. Bu şirketlerle açık iletişim, geri dönüşüm sürecinde şeffaflığı artırmaya yardımcı olabilir. Mesela Portland kenti yönetimi, çöp depolama alanını azaltmak için 40’ın üzerinde özel çöp ve geri dönüşüm taşıyıcısı ile çalışmaktadır.
Atıklarının yüzde 70’inin çöplüklere ulaşmasını engellemek için, yönetim ile bu özel şirketler arasındaki işbirliği çok önemli.
Yeni Fikirlere Açık Olun
Bugün, dünyanın dört bir yanındaki şehirler, çöp yönetimini geliştirmek için yenilikçi, benzersiz ve ileri teknoloji fikirleri geliştiriyor. Yeni teknolojilerden ve yeni fikirlerden yararlanmak, bir kentin atık yönetimini bir üst seviyeye taşımaya yardımcı olabilir. Songdo şehri buna bir örnektir. Bir diğer örnek, kağıt ve karton atık kutularının dolduğunu tespit etmek için dijital sensörler kullanan Hollanda’daki Rotterdam’dır. Bu şekilde, uygun zamanlarda boşaltılabilirler.
Atık yönetimi uzmanlarının, şehir planlamacılarının ve diğer paydaşların bu yeni fikirlere açık olması ve mümkün olduğunda yeni teknolojileri ve programları test edip mümkün kılması önemlidir.
Atık yönetimi şehirler için bir zorluktur, ancak aynı zamanda bir fırsattır. Birçok farklı grup ve birey, bir kentin atık yönetimini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Şehir planlamacıları bu gruplar arasında.
Sorumlu, verimli ve ekonomik atık yönetimi uygulamaları desteklenerek israf azaltılabilir ve kentler daha temiz tutulabilir.
Kaynak: Planetizen